Mâli Af Kanunu başvuru süresinin sonuna yaklaşmış bulunuyoruz. Esasen Mayıs ayı itibariyle bitmesi gereken başvuru süresi, Cumhurbaşkanı Kararıyla 1 ay uzatıldı. Ancak, Haziran ayının son günü bayram tatiline denk geliyor. Bu nedenle başvuru süresi de, otomatik olarak tatil sonrası ilk mesai gününe, yani 3 Temmuz’a uzamış oluyor.
Bayram sonrası yoğunluk yaşamak istemeyen mükellefler ise başvurularını en kısa sürede tamamlamanın derdinde.
Stok Affı En Çok Rağbet Gören Uygulamalardan Birisi Oldu
Af Kanunu; vadesi geçmiş vergi borçlarının yapılandırılması, matrah ve vergi artırımı, kasa ve ortaklardan alacakların affı gibi birçok uygulamayı içerisinde barındırıyor.
Ancak ben, vergi mükellefleri için oldukça büyük avantajlar sağlayan, stok affı konusuna değinmek istiyorum.
Bu uygulama Kanun’da; “işletme kayıtlarının düzeltilmesi” başlığı altında ele alınıyor. Uygulama kapsamında işletmede fiilen mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar kayıt altına alınıyor. Böylece yasal defter kayıtları, fiili duruma uygun hale getiriliyor.
Sağladığı avantajlardan dolayı büyük ilgi gören stok affı uygulaması, bütün gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini kapsıyor.
Neyi ve Nasıl Beyan Ediyoruz?
Ticari hayatta işletmeler çeşitli nedenlerle kayıt dışı mal alımı yapabiliyorlar. Yasal defter kayıtlarında görünmeyen ticari emtianın, normal şartlarda “maliyet bedeliyle” kayıtlara geçirilmesi gerekiyor. Ancak fiyat oynaklığı nedeniyle bu maliyet bedelleri, malların rayiç fiyatlarından farklılaşıyor ve genellikle ucuz kalmış oluyor. Bu sebeple, işletmenin stoklarında yer alan miktar ve değerler, yasal kayıtlarla uyumsuzluk arz ediyor.
İşte bu Af Kanunu ile, faturasız alınan stoklar rayiç bedelleriyle, yani normal alım-satım fiyatıyla Maliye’ye beyan edilebiliyor.
Uygulama kapsamında ticari emtia, işletmede kullanılan makine, teçhizat ve demirbaşlar, bir envanter listesiyle Maliye’ye beyan ediliyor. Yasa kapsamında en çok ticari mal ve malzemelerin beyan edildiğini gözlemliyorum. Bu kapsamda; satışa hazır ticari malların yanında imalatçı işletmelerdeki hammadde, malzeme, yarı mamul ve mamuller beyana konu olabiliyor.
İnşaat şirketleri; inşa ettikleri ve emtia niteliğindeki daire, dükkan ve benzeri taşınmazları beyana konu edebiliyor. Ayrıca inşaatta kullanılan demir, çimento, tuğla gibi malzemeler de beyan kapsamına giriyor.
Beyanlar İşletmenin Faaliyetiyle Uyumlu Olmalı
Kayıt dışı stokla ilgili yapılacak beyanda herhangi bir değer ve miktar sınırlaması bulunmuyor. Ancak tabii ki beyan edilecek kayıt dışı stokun işletmenin faaliyeti ve hacmi ile mütenasip olması beklenir. Bu hususa riayet edilmesi gereğine dikkat çekmek isterim. Zira işletmenin faaliyeti ile uyumsuz, abartıya kaçan stok beyanları Maliye tarafından kanunî düzenlemenin istismar edildiği şeklinde yorumlanabilir. Maliye daha sonra bu işi abartanların peşine düşebilir.
Bazı Kısıtlar
Beyan edilen stoklarla ilgili bazı sınırlamalar da mevcut. Örneğin Maliye’ye beyan ettiğiniz kayıt dışı stokların satış fiyatını, beyan edilen fiyattan daha düşük olarak belirleyemiyorsunuz.
Şayet stok değil de makine, teçhizat ve demirbaş beyan etmişseniz, kayda aldığınız bu varlıklar üzerinden amortisman ayırmanızı da Maliye kabul etmiyor.
Vergisel Yükümlülükler
Beyan edilen kayıt dışı stokların normal olarak hangi oranda KDV’ye tabi olduğu önemli. Zira rayiç bedelle kayıtlara alınan mallar üzerinden, tabi oldukları oranın yarısı kadar KDV hesaplanıyor. Örneğin %18 KDV’ye tâbi olan 100.000 TL’lik bir emtia için 18.000 TL yerine, 9.000 TL KDV hesaplanarak kayıtlara alınıyor. Hesaplanan bu KDV’nin 3 Temmuz’a kadar ödenmesi şart.
Ödenen bu KDV’yi, yaptığınız satışlar sonucu hesapladığınız KDV’den indirebiliyorsunuz. Ancak vergi dairesinden KDV iadesi alan bir mükellefseniz, stok beyanı suretiyle ödeyip indirdiğiniz KDV’leri iade alamıyorsunuz. Makine, teçhizat ve demirbaşlara ilişkin olarak hem indirim hem de iade yapılamıyor.
Uygulamanın Avantajları
Stok beyanı uygulamasından faydalanmanın çok önemli avantajları var. Öncelikle kayıt dışı stoklar yasal yollarla kayda alınıyor. Yarın bir gün, Maliye tarafından bir inceleme yapıldığında, kesilecek muhtemel cezalardan kurtulmuş oluyorsunuz.
Ayrıca maliyet bedeliyle kayıtlarda yer alması gereken stokları, rayiç değerleriyle kayıtlara alıyorsunuz. Yani bir bakıma, kayıt dışı stokları piyasa fiyatına güncellemiş oluyorsunuz. Bu durum satışların maliyetini, dolayısıyla kârlılığı etkiliyor. Satışlardan daha az kâr etmiş olarak, daha az vergi ödeme imkânına kavuşuyorsunuz.
Çok basit kaçacak ama, şöyle örneklendirmek mümkün. Ticari malı 10 liraya alıp, 20 liraya sattığınızı ve 10 lira kâr ettiğinizi düşünelim. Kanun’la birlikte aynı 10 liralık kayıt dışı-faturasız malı 3 Temmuz’a kadar güncel fiyatı olan 15 lira ile kayıtlara alabiliyorsunuz. Böylece mal maliyetini güncellemiş ve kârlılığı azaltmış oluyorsunuz. Bu da tabii ki vergisel bir avantaj sağlamış oluyor.
Bu söylediklerimin kayıt dışı stoklar için geçerli olduğunu hatırlatmak isterim. Miktar ve değeriyle kayıtlı olan stoklarda böyle bir imkân bulunmuyor.
Kâr Dağıtımı Yerine Stok Affı
Beyan ettiğiniz stok değeri karşılığında muhasebede 525-Kayda Alınan Emtia Özel Karşılık Hesabı adında geçici bir hesap açıyorsunuz. Sermaye yedeği niteliğinde olan bu hesaba kayıt yapmakla, bilanço kalitenizi yani sermaye hesaplarınızın tutarını yükseltmiş oluyorsunuz. Dilerseniz bu tutarı sermaye yedeklerinden alıp, doğrudan sermayeye de ilave edebilirsiniz.
Beyan ettiğiniz stok miktarının karşılığında geçici hesaba kaydettiğiniz tutar Maliye’nin yaptığı düzenlemeye göre sermayenin bir unsuru sayılıyor. Sermayenin ortaklara geri verilmesi nasıl vergiye tabi olmuyorsa, bu tutarın da şirket ortaklarına verilmesi herhangi bir şekilde vergiye tabi tutulmuyor.
Şimdi, kâr dağıtımı yapan bir şirketiniz olduğunu ve 20 Milyon liralık bir kâr dağıtımı yapmayı planladığınızı varsayalım. Şirketiniz size kâr payı ödemesi yaparken %10, yani 2 Milyon liralık bir vergi kesintisi yapacak. Gelir Vergisi Kanunu’na göre, kâr paylarının yarısı vergiden istisna. Kârın diğer yarısı, yani istisna olmayan 10 Milyon üzerinden de 4 Milyon liralık bir vergi hesaplanacak. Sonuç olarak hesaplanan toplam 4 milyon liralık verginin 2 Milyonunu şirket kestiği vergiden karşılayacak. Kalan 2 milyonunu da siz beyan edip ödeyeceksiniz.
Ancak bunun yerine 20 Milyonluk bir stok beyanı yaptığınızda, stok değeri karşılığında geçici hesaba kaydettiğiniz 20 milyonluk bu tutarı, hiçbir vergi ödemeden cebinize koyabiliyorsunuz. Toplamda 4 milyon liralık bir vergi avantajı sağlamış oluyorsunuz. Bu şekilde şirketler ortaklarını vergisiz bir şekilde nakit olarak fonlayabiliyor.
Özetle…
Özetle, en başta bir miktar KDV ödüyorsunuz, ancak kayıt dışı stoklarınızı yarı oranda KDV ödeyerek kayıtlara almış oluyorsunuz. Zaten ödediğiniz bu KDV’yi de indiriyor, üstüne üstlük buna isabet eden geçici hesapta yer alan tutarı da hiçbir vergiye tabi olmadan ortaklara dağıtabiliyorsunuz.
Daha ne olsun!
Son Af Kanunu Olması Dileğiyle İyi Bayramlar
Malî afların; vergi bilincini bozduğunu, Devletin denetim fonksiyonunu anlamsız kıldığını, vergisini zamanında ödeyen dürüst mükellefi cezalandırdığını ve vergi kaçıranı ödüllendirdiğini daha önceki yazılarımda da ifade etmiştim.
Yukarıda anlattığım konuların vergi mükellefleri arasında adaletsizliğe yol açtığını elbette kabul ediyorum. Ancak üst üste gelen doğal afetler ve pandemi şartlarının tetiklediği ekonomik kriz nedeniyle, belki de son kez böyle kapsamlı bir malî affa ihtiyaç duyuldu.
Bir daha böyle bir af kanununa ihtiyaç duyulmaması, en büyük temennimdir.
Bu arada, bayram sonrasında başvurularda yaşanacak yoğunluğu dikkate almak lâzım. Kendi durumunuzu gözden geçirip, kanunun tanıdığı imkânlardan bayram sonrasına kalmadan faydalanmanızı tavsiye ederim.
Bu vesileyle hepinizin Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlarım.