Vergi ve finans alanında birçok yasanın yürürlüğe girdiği, TBMM’nin oldukça yoğun çalıştığı bir dönemi geride bırakmış bulunuyoruz. Mart ayının başında öncelikle, uzun süredir beklenen EYT Yasası yürürlüğe girdi. Ardından vatandaşların ve mükelleflerin devlete olan borçlarını yapılandırarak ödeme kolaylığı sağlayan 7440 sayılı Yasa Teklifi kanunlaştı. Kanun; vergi, SGK primi, idari para cezaları ve trafik cezaları gibi kamuya ait alacakların taksitler halinde ödenebilmesine imkân sağlıyor.
Tabii bu Kanun sadece borç yapılandırmasını kapsamıyor. Aynı zamanda matrah artırımı ve işletme kayıtlarının düzeltilmesi gibi birçok başka düzenleme de Kanun’da mevcut. Ayrıca, deprem felaketi dolayısıyla bazı mükelleflerden alınacak ek vergiye, genç girişimci istisnası tutarının güncellenmesine ve depremden etkilenen hizmet erbabına yapılacak nakdî yardımlara kadar birçok düzenleme de bu kanunla hayata geçmiş bulunuyor.
İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi
7440 sayılı Kanun’la getirilen “işletme kayıtlarının düzeltilmesi uygulaması”, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini oldukça yakından ilgilendiriyor. Kanun’a göre; işletmede mevcut olduğu hâlde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar yasal kayıtlara alınabiliyor. Veya işletmede hiç mevcut olmadığı halde kayıtlarda görünen bu kıymetler, fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülük yerine getirilmek şartıyla kayıt ve beyan altına alınabiliyor. Bu suretle, mükelleflere kayıtlarını fiili duruma uygun hale getirme imkânı sağlanıyor.
İşletme kayıtlarının düzeltilmesi uygulamasının kapsamına, kasa mevcudu ile ortaklardan alacak tutarları da giriyor. Bu uygulamadan bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri yararlanabiliyor. Uygulama kapsamında; 31 Aralık 2022 tarihi itibariyle bilançoda görünen ancak fiiliyatta işletmede bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar, vergi dairesine beyan ediliyor. Mayıs ayı sonuna kadar beyan edilen tutarlar üzerinden %3 vergi ödeniyor ve bu suretle işletme kayıtları fiili duruma uygun hale getiriliyor. Ortaklardan olan alacakların beyanı, ortaklara olan borçlar çıkarıldıktan sonra kalan net alacak tutarı üzerinden yapılıyor.
Grup Şirketleri İçin Önemli Bir Düzenleme
Şirketler, ticari hayatın normal işleyişi içerisinde nakit ihtiyaçlarını gidermek bakımından grup içi borçlanma yoluna başvurabiliyor. Mevzuatımıza göre; işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki bu borçlanmalar üzerinden, emsaline uygun bir faiz hesaplanması gerekiyor. Yani borç veren ortak veya iştirak, borç verme işlemini bedelsiz yapamıyor. Borç verilen para üzerinden hesaplanacak faiz de emsaline nazaran çok yüksek veya düşük olamıyor. Ayrıca KDV mevzuatına göre; şirketin ortağına veya iştirakine borç kullandırması, KDV’ye tâbi bulunuyor. Aylık KDV dönemleri itibariyle hesaplanan faiz geliri üzerinden ayrıca KDV de hesaplanması gerekiyor.
Şirketlerin mâli kaynak sıkıntısı çektiği şu son dönemlerde, grup şirketleri arasında ödünç para kullandırma işlemlerinin önemli derece artış gösterdiğini söyleyebiliriz. Birçok mükellef de risk alarak bu borç tutarları üzerinden faiz hesaplamıyor ve buna ilişkin KDV ve kurumlar vergisi yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Mevcut ekonomik konjonktürde, birçok grup şirketinin bu borçları geri ödemesine de imkân yok.
İşte durumu böyle olan şirketler için 7440 sayılı Kanun önemli bir fırsat sunuyor. Zira, %3 gibi makul bir oranda vergi ödenerek finansal tabloların gerçeğe uygun hale getirilmesi sağlanıyor. Aynı zamanda geçmişe ve hatta -borç ödenmediği müddetçe- geleceğe yönelik vergisel yüklerden de kurtulmuş olunuyor. Bu, işletmeler için gerçekten çok büyük bir imkân.
Defter Kayıtlarının da Düzeltilmesi Gerekiyor
Uygulama kapsamında ortaklarından veya iştiraklerinden alacaklı olan şirket, bu alacaklarını beyan edip, %3 oranında vergi ödeyerek alacağını siliyor. Tabii, yapılan beyan üzerine, defter kayıtlarının düzeltilmesi de lâzım. Kayıtlardan düşülen alacak tutarının karşılığı kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınıyor veya aktifte geçici bir hesaba kaydediliyor. Muhasebe kaydı en basit şekilde aşağıdaki gibi yapılıyor.
____________________________ / ________________________________________
689 DİĞER OLAĞANDIŞI GİD. VE ZAR. veya XXX
(Kanunen Kabul Edilmeyen Gider)
296 GEÇİCİ HESAP
136 DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR XXX
131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR XXX
231 ORTAKLARDAN ALACAKLAR XXX
____________________________ / ________________________________________
Ödenen vergi ve silinen alacak hiçbir suretle vergi matrahından indirilemiyor.
Peki borcu silinen, bir başka ifadeyle borcundan kurtulan şirket için bu durum ne ifade ediyor?
Borcun Silinmesi, Borçlu Taraf Açısından Gelir Elde Edilmesi Anlamına Geliyor
Alacaklı tarafın uygulama kapsamında alacağını kayıtlarından düşerek muhasebe kayıtlarını düzeltmesi gerekiyor. Ancak bununla birlikte borçlu tarafın da kayıtlarını, bu işleme uygun olarak düzeltmesi, borcunu kayıtlardan çıkarması icap ediyor. Borcun kayıtlardan çıkarılması, yani bir bakıma silinmesi; esasen borcu silinen şirket için elde edilmiş bir geliri ifade ediyor. Zira borcu silinen şirket aldığı borcun faiz ve anaparasını ödemekten kurtuluyor. Alınan borç, silinme tarihi itibariyle gelir niteliğini kazanmış oluyor. Bu nedenle borçlu tarafın, bu borcunu muhasebe kayıtlarından çıkarması ve karşılığını gelir olarak kaydetmesi gerekiyor.
Borcu Silinen Grup Şirketine Vergi Çıkabilir!
Daha önce, 6736 veya 7143 sayılı af kanunlarında da ortaklardan alacaklar hesabının kayıtlardan düşülmesi uygulaması bulunuyordu. Ortağına veya iştirakine verdiği borç dolayısıyla kanundan faydalanan ve kanunen kabul edilmeyen gider yazmak suretiyle alacak hesabını kapatan birçok firma oldu. O zamanlar, bu kanunların uygulamasında borçlu tarafından nasıl bir işlem yapılacağı merak konusuydu. Borçlu tarafından yapılacak işlemler kanunlarla ilgili çıkarılan tebliğlerde de yazmıyordu.
Nitekim 6736 sayılı Kanun uygulaması bakımından konuyla ilgili olarak Maliye’den görüş istendi. Maliye de, borç silme işlemini gelir olarak kabul etti ve kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerektiği görüşünü verdi. Bu zamana kadar çıkarılan af kanunlarında olduğu gibi 7440 sayılı Kanun için de bu görüş geçerliliğini korumakta. Buna göre; cari hesapta takip edilen borç tutarının "331 Ortaklara Borçlar" hesabından çıkarılarak "679 Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar" hesabına kaydedilmesi ve kurum kazancına dahil edilmesi gerekiyor.
____________________________ / ________________________________________
331 ORTAKLARA BORÇLAR XXX
679 DİĞER OLAĞANDIŞI GELİR/KARLAR XXX
____________________________ / ________________________________________
Bu durumda borçlu grup şirketi adına 2023 yılı için ilave bir kurumlar vergisi yükü çıkma ihtimali doğuyor. Dolayısıyla, grup içi borç alacak ilişkisi yoğun olan ve işletme kayıtlarının düzeltilmesi hükümlerinden faydalanmak isteyen şirketlerin, borçlu grup şirketinin durumunu da düşünmesi gerekiyor. Aksi takdirde aftan faydalanıp %3 vergi ödemenin yanında, diğer grup şirketi de silinen borç tutarı üzerinden %20 kurumlar vergisi ödeyebilir. Tek bir şirket için kayıtlarda temizlik yapılırken, grup olarak ilave bir vergi yüküyle muhatap olunabilir. Hesabın buna göre yapılması lâzım. Bizden söylemesi…