Son rakamlara göre; Türkiye’de 16 milyondan fazla emekli bulunuyor. Ve bu sayı gün geçtikçe artıyor. Yerel seçimlerde kayıtlı seçmen sayısının yaklaşık 61,5 milyon olduğunu düşündüğümüzde, neredeyse her dört seçmenden birinin emekli vatandaşlarımızdan oluştuğunu söyleyebiliriz.
Emekliler, son dönemde ağırlaşan ekonomik şartlar nedeniyle büyük bir memnuniyetsizlik içinde. Hatta bu memnuniyetsizliğin yerel seçimlerde Ak Parti’ye önemli ölçüde oy kaybettiren faktörlerin başında geldiği yaygın bir şekilde dile getiriliyor.
Son dönemde emekli maaşlarına zam yapıldı yapılmasına ama, enflasyon dizginlenemediği için, yapılan zamlar giderek anlamsızlaştı. Bir de son dönemde başa bela bütçe açıkları hükümeti emekli maaşları konusunda itidalli davranmaya yöneltti.
Bu makro ekonomik sebeplerin yanında, çözülmeyi bekleyen bir de “kök maaş” problemi var.
Nedir Bu Kök Maaş?
Kök maaş, emeklilik ödemelerinin hesaplanmasında esas alınan başlangıç maaşı anlamına geliyor. Biz buna, emeklinin alacağı maaşın çıplak hali de diyebiliriz. Yani, emekli maaşının herhangi bir ek ödeme veya zam eklenmeden önceki hali.
Kök maaş, bir kişinin çalışma hayatı boyunca kazandığı ortalama aylık gelire göre hesaplanıyor. Hesaplamada; sigortalılık süresi, güncelleme katsayıları ile en düşük ve en yüksek maaş sınırları gibi kriterler dikkate alınıyor.
Eğer kök maaşınızı merak ediyorsanız, e-Devlet platformu üzerinden "4A Emekli Aylığı" bölümüne girerek bu bilgiye ulaşabilirsiniz.
Kök Maaş Problemi
Hatırlarsanız, 2024 yılı itibariyle SSK ve Bağ-Kur emeklileri için emekli maaşlarına %49,25 oranında bir zam uygulanmış, ayrıca en düşük emekli aylığı da 7 bin 500 liradan 10 bin liraya çıkartılmıştı.
Ancak bu kök maaş mevzuundan dolayı zamlar bütün emeklilere aynı şekilde yansımadı ve bu durum büyük tepkilere neden oldu.
Peki Neden?
Emekli maaşlarına yapılacak olan zamlar, kök maaş üzerinden yapılıyor. Örneğin kök maaşı 6.000 lira olan bir emeklinin maaşı, bu yılbaşında geçerli olan %49,25’lik zammın ardından 8.955 liraya yükseldi. Ancak en düşük maaş seviyesi 10 bin lira olduğu için aradaki farkı devlet tamamladı.
Bu kimse zaten bir önceki en düşük emekli maaşı seviyesinde, yani 7.500 lira maaş alıyordu. Şimdi ise 10 bin lira alıyor. Yani zam oranı %33 oldu diyebiliriz.
Yani bu kişinin kök maaşı üzerinden bir zam yapılmasaydı bile, zaten maaşı yine 10 bin lira olacaktı.
Kök maaşı 7 bin lira emeklinin ise maaşı bu yıl başı itibariyle 10.448 lira oldu. Ancak bu kişi zaten 2023 yılı itibariyle 7.500 lira en düşük emekli aylığı alıyordu. Bu yüzden zam oranı %49,25 değil, reel olarak %39 seviyesinde gerçekleşmiş oldu.
Kök maaşı 20 bin lira olan emeklinin ise maaşı 29.850 liraya yükseldi ve %49,25’lik zam, maaşına tam olarak yansıyabildi.
Rakamlara bakıldığında sorun kolayca anlaşılıyor. Yapılan zam, emekli maaşlarına aynı oranda yansımıyor.
Emekliler zaten 2024 yılı itibariyle 10 bin liradan daha az maaş almıyor.
Dolayısıyla yapılan zamların kök maaş üzerinden yapılıyor olması, kök maaşı en düşük emekli aylığı altında olan emekliler için bir anlam ifade etmiyor.
İşte bu durum, emekli maaşlarına yıl başı itibariyle yapılan zamların adaletsiz olması sonucunu doğurdu ve özellikle seçim öncesinde büyük tepkilere neden oldu.
Temmuz Beklentileri
Tüm emekliler Ocak ve Temmuz aylarından itibaren geçerli olmak üzere maaşlarını yılda iki kere zamlı olarak alıyor. Enflasyon beklentileri ve kök maaş tartışmalarıyla birlikte Temmuz ayında yapılacak zam, şimdiden merak konusu oldu.
Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre yılın ilk yarısında, yani ilk 6 aylık dönemde enflasyonun %25,46 olması bekleniyor. Şimdi, Temmuz ayında emeklilere kök maaşa göre kabaca %25’lik bir zammın yapıldığını düşünelim. Bu, kök maaşı 8 bin lira olan bir emekliye 2 bin lira zam yapılması demek. Yani, bu emeklinin maaşı 10 bin lira olacak ve aslında en düşük emekli aylığı 10 bin lira olduğu için, bu emekli hiç zam almamış olacak.
Neler Yapılabilir?
Emeklilerin beklentileri arasında, emekli maaşlarına “seyyanen zam” yapılması var. Temmuz ayında emeklilere belirli bir miktarda seyyanen zam yapılabilir. Ancak seyyanen zamların, maaşı daha yüksek emekliler için oransal olarak düşük kaldığını, maaşı daha az olan emekliler için daha avantajlı olduğunu söylemeliyiz.
Yine en düşük emekli aylığı olan 10 bin lira üzerinden enflasyon oranında bir zam yapılabilir. Böylece kök maaşı 10 bin liranın altında olan emekliler, sıfır zam alma tehlikesinden kurtulmuş olur.
Veya daha “köklü” bir değişiklik yapılarak, kök aylık meselesinde bir mevzuat değişikliği yapılması gündeme gelebilir. Maaş zamlarının artık kök aylık üzerinden değil, ödenen aylıklar üzerinden yapılması; kök aylıkların da ödenen aylık seviyesine çekilmesi doğrultusunda bir mevzuat düzenlemesi, sorunu kökten halledebilir.
Hükümetten Sinyaller
Ben açıkçası Temmuz ayında, kök aylıkları en düşük emekli aylığı altında olanlar için “sıfır zam” sonucunu doğuracak bir şey beklemiyorum.
Geçenlerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da bunun sinyalini verdi.
Cevdet Yılmaz, Çalışma Bakanlığı’nın emekliler hakkında gündelik hayata dokunan birtakım çalışmalar yürüttüğünü ifade etti ve enflasyona göre yapılacak zamma ek bir artışın getirilebileceğini söyledi.
Ne Olacak Bu İşler?
Özellikle geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren EYT düzenlemesiyle birlikte emekli sayısında büyük bir artış yaşandı. EYT’lilere verilen ücretler, bayramlarda verilen ikramiyeler derken, bütçenin yükü iyiden iyiye arttı.
Buradaki problem emekli maaşlarının yüksekliği değil tabii ki. Emekli maaşları yıllar içerisinde enflasyona karşı eriyip gitti, çok düşük seviyelerde kaldı zaten. Vatandaş geçim derdinde, eyvallah!
Buradaki problem, Türkiye’deki emekli sayısında. Son yıllarda artan emekli sayısı ile birlikte kayıtlı istihdam/emekli oranında önemli ölçüde değişiklik oldu. Birkaç yıl öncesine kadar kabaca 1 emekliye 2 çalışan düşerken, şimdi 1 emekliye 1,6 çalışan düşüyor.
Bildiğiniz üzere sigortalı olarak aktif çalışanlardan kesilen primler emeklilere ödeniyor. Yani eskiden 2 çalışan 1 emekliye bakarken, şimdi bu oran Allah muhafaza 1/1’e doğru gidiyor.
Açıkça söylemek gerekirse bizim böyle bir lüksümüz yok. Ne emeklilik sistemimiz bu kadar güçlü, ne de nüfusumuz bu kadar yaşlı.
Bu iş iyice çığrından çıkmadan, emeklilik sistemi ve istihdam konularında, iyice düşünmek, kafa kafaya vermek gerekiyor.
Zira istatistiklerden de görüldüğü üzere bu mesele, beka meselesi haline gelmiş durumda.