(VERGİ DÜNYASI DERĞİSİNİN (MAYIS-2009) 333. SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR)
GELİR VERGİSİ KANUNU’NUN UYGULAMASINA İLİŞKİN GÜNCEL SORUNLAR
Hakkı KOÇAK
Baş Hesap Uzmanı
İVDB Grup Müdür V.
I-GİRİŞ
Bilindiği üzere, gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olarak Gelir Vergisi Kanunu’nun konusunu teşkil etmektedir. Gelirin unsurları ise;
-Ticari kazançlar,
-Zirai kazançlar,
-Ücretler,
-Serbest meslek kazançları,
-Gayrimenkul sermaye iratları,
-Menkul sermaye iratları,
-Diğer kazanç ve iratlar,
şeklinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 2.maddesinde sıralanmıştır.
Gerçek kişiler tarafından, bir takvim yılı içinde yukarıda sıralanan bir veya birkaç gelir unsurundan elde edilen kazançlar, tam veya dar mükellefiyet esası dahilinde durumuna göre, Gelir Vergisi Kanunu’nun 92.maddesine göre verilen “Yıllık Beyanname” veya Gelir Vergisi Kanunu’nun 101.maddesine göre verilen “Münferit Beyanname” ile bildirilen bu gelirlerin safi tutarları üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 103.maddesinde belirtilen tarifeye göre vergilendirilmektedir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun uygulamasına yönelik olarak ortaya çıkan ve özellik arz eden hususlara ilişkin ve gelir unsurları itibariyle soru-cevap şeklinde yapılan açıklamalar bu yazımızın konusunu teşkil etmektedir.
II-GELİR UNSURLARINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR :
A-TİCARİ KAZANÇLAR :
SORU 1) İşletme adına satın alınan tablolar için yapılan ödemeler, ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabilir mi?
CEVAP 1) Hayır.
İşletmenin aktifine kayıtlı olup, şirket binasında bulunan showroom bölümlerinde tefriş ve düzenleme amacıyla müzayede yoluyla edinilen tablonun, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz kalması mümkün olmadığından, amortismana tâbi tutulmasına imkân bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, söz konusu tablolar için yapılan harcamalar, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılmış bir harcama niteliğinde olmadığından, bahse konu harcamaların ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.
SORU 2) Ekonomik ömrünü doldurma veya herhangi bir kaza, yanma, tahrip edilme veya benzeri durumlar nedeniyle kullanılamaz duruma gelen araçlarla ilintili ticari faaliyete bağlı olarak tesis edilen vergi mükellefiyeti nasıl terkin edilir?
CEVAP 2) Ticari faaliyetine devam etme imkânı kalmayan mükelleflerin bu durumu ilgili trafik şube veya bürolarından alacağı, aracın hurdaya ayrıldığına ilişkin belge ile tevsik etmesi gerekmektedir.
Ancak, söz konusu belgenin alınamaması durumunda, Sulh Hukuk Mahkemesi veya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bilirkişi marifetiyle aracın fiili durumuna ilişkin gerekli tespitin yaptırılması halinde, düzenlenecek bilirkişi raporuna göre ticari faaliyete devam etme imkânının kalmadığı tarih itibarıyla vergi mükellefiyeti ilgili vergi dairesince terkin edilecektir.
SORU 3) Vakıf Üniversitesinde okuyan çocuğun eğitim giderleri gelir vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılabilir mi?
CEVAP 3) Hayır.
Vakıf Üniversitelerinin kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmadığından, diğer bir ifadeyle fatura düzenlemediklerinden dolayısıyla bu harcamalar faturaya bağlanamadığından söz konusu eğitim giderlerinin beyanname üzerinden indirim konusu yapılması mümkün olmayacaktır.
SORU 4) Şirkette çalışan satış temsilcilerinin şirketin faaliyetleri ile ilgili yurt dışı seyahatleri sırasında yapacakları harcamaların belgelerinin kendi adlarına olması halinde ticari kazancın tespitinde gider yazılabilir mi?
CEVAP 4) Şirketin satış temsilcilerinin yurt dışında yaptıkları ve belgeleri bunların adlarına düzenlenen harcamaların işle ilgili ve yapılan işin önemi ve genişliği ile orantılı olması kaydıyla, kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
Öte yandan, şirketin satış temsilcilerinin faaliyet konusu dahilinde, yurt dışı çıkışlarında pasaport sahibi olarak kendi adlarına tahakkuk eden ve şirket tarafından ödenen yurt dışı çıkış harçları da gider olarak indirim konusu yapılacaktır.
SORU 5) Bir şehirde faaliyet gösteren Şirketin bir başka şehirde yürüttüğü proje süresince Şirket yöneticilerinin proje amacıyla bulundukları günlerde barınma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kiralanan gayrimenkul için yapılan kira ödemelerinin; ticari kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınır mı? ayrıca tevkifata tâbi tutulur mu?
CEVAP 5) Şirketin başka şehirde yürüttüğü proje süresince Şirket yöneticilerinin proje amacıyla başka şehirde bulundukları günlerde barınma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kiralanacak gayrimenkul için yapılacak kira ödemelerinin, söz konusu kiralama işleminin; Şirketin başka şehirde yürüttüğü proje süresiyle sınırlı, işle ilgili ve yapılan işin ehemmiyeti ve genişliği ile mütenasip olması şartlarıyla, ticari kazancın tespitinde indirilebilecek gider olarak dikkate alınması mümkündür.
Ayrıca, Şirketin söz konusu kiralama karşılığı, istihkak sahibi gerçek kişilere nakden veya hesaben yapacağı kira ödemeleri üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/5-a maddesi gereğince % 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapması gerekmektedir.
SORU 6) Kiralanan ikametgâhın bir kısmının işyeri olarak kullanılması halinde; ödenen kira, doğalgaz, elektrik, su, apartman aidatı vb. giderler, gelir vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınır mı?
CEVAP 6) Aynı zamanda hem işyeri hem ikametgah olarak kiralanan gayrimenkuller vergi mevzuatımız açısından “işyeri” olarak kabul edildiğinden bu gayrimenkuller için ödenecek kiraların tamamı üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/5-a maddesi çerçevesinde gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmekte olup, söz konusu kira bedelinin tamamının ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
Öte yandan, doğalgaz, elektrik, su, apartman aidatı vb. giderlerinin ise, yalnızca ticari faaliyetin elde edilmesine ve idamesine isabet eden kısmının ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması gerekmektedir.
SORU 7) Kendi arazisi üzerinde yetiştirdiği sebze ve meyveleri belediyece tahsis edilen pazar yerlerinde satanların elde ettiği kazanç, zirai kazanç mı yoksa ticari kazanç mı olacaktır?
CEVAP 7) Sebze ve meyve yetiştiriciliği faaliyeti Gelir Vergisi Kanununun “İşletme büyüklüğü ölçüleri” başlıklı 54’üncü maddesinin “A” bendinde yazılı ölçüleri aşmaması halinde zirai kazancın hasılat üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, kendi arazisi üzerinde yetiştirdiği sebze ve meyveleri belediyece (bu gibi yerler belediyeler tarafından sözleşme yapılmak suretiyle kiralanmakta olup, vergi dairelerince bu kişiler adına gelir vergisi mükellefiyet tesis ettirilmektedir) tahsis edilen pazar yerlerinde satılması halinde elde edilen kazanç; ürünün pazar yerine gelinceye kadar olan safhası zirai kazanç; pazar yerinde satışı ise ticari kazanç olarak değerlendirilecektir.
SORU 8) Vergi mükellefi olmayan bir şahıstan araç alınması nedeniyle yapılacak ödemelerden vergi tevkifatı yapılır mı?
CEVAP 8) Vergi mükellefi olmayan şahıstan gider pusulası düzenlenerek (esasen bu işlemde sadece noter satış senedi düzenlenmiş olması yeterli olup ayrıca gider pusulası düzenlenmesine gerek yoktur. Ancak uygulamada zaman zaman ayrıca gider pusulası da düzenlenmektedir.) alınan araç için yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılmasına gerek yoktur.
SORU 9) Öğrencinin taşınması nedeniyle öğrenci taşıma servisinden alınan fatura bedeli, Gelir Vergisi Beyanında indirim konusu yapılır mı?
CEVAP 9) Çocuğun evden okula gidiş gelişi için servis şirketine ödenen paraların eğitim harcaması olarak kabul edilip beyan edilecek gelirin % 10’luk kısmını aşmamak ve belgelendirmek (gelir ve kurumlar vergisine tabi gerçek ve tüzel kişilerden alınan belgelerin olması) şartıyla mükellefler tarafından yıllık beyanname ile bildirilecek gelirden indirmesi mümkündür.
SORU 10) Merkezin şubesine ait Muhtasar Beyanname, merkezden verilebilir mi?
CEVAP 10) Şirketin iş merkezinin bulunduğu belediye hudutları dışındaki şubesinde çalışan personelin ücretlerinin ve şubeye ilişkin kira ödemelerinin şirket merkezi tarafından tahakkuk ettirilerek ödenmesi halinde, söz konusu tutarlar üzerinden yapılan vergi kesintilerinin şirketin iş merkezinin bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğüne verilen muhtasar beyannameye dahil edilerek beyan edilmesi mümkündür.
Öte yandan, söz konusu tahakkuk ve ödemelerin şube işyeri tarafından gerçekleştirilmesi durumunda ise; bu ödemeler üzerinden yapılan vergi kesintilerinin şube işyerinin bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne verilen muhtasar beyannameye dahil edilerek beyan edilmesi gerekmektedir.
SORU 11) Ücret almadan ve sigortasız çalışan eş için tevkifat yapılır mı?
CEVAP 11) İşyerinde herhangi bir ücret almadan sigortasız işçi olarak çalışan eş için ücret bordrosu düzenlenmesi halinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesi uyarınca ücret olarak değerlendirilerek, hesaben ödeme yapılmış sayılacağından Kanunun 94/1 maddesine göre, 103 ve 104. maddelerdeki gelir vergisi tarifeleri dikkate alınarak tevkifata tabi tutulması gerekmektedir. Ancak bu ücret ödemelerinin Gelir Vergisi Kanununun 41/2. maddesi gereği ücret olarak indirilmesi mümkün değildir. Nakden veya hesaben bir ödeme söz konusu değil ise tevkifat ta söz konusu olmayacaktır.
SORU 12) Eşe ait iş yerinin bedelsiz olarak kullanılması halinde stopaj yapılır mı? ayrıca ödenmeyen kira, kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınır mı?
CEVAP 12) Eşe ait işyerinin eşi tarafından bedelsiz olarak kullanılması halinde, eşe nakden veya hesaben bir kira ödemesinde bulunulmaması ve işyeri kira karşılığı olarak hesaplarda gider gösterilmemesi halinde tevkifat yapılmayacaktır. Ancak, eş tarafından emsal kira bedelinin (2008 takvim yılı stopaja tabi tutulmayan kira gelirleri için 960.-TL’lik tutarı aşması halinde) yıllık gelir vergisi beyannamesiyle genel hükümlere göre beyan edilerek vergisinin ödenmesi gerekmektedir.
SORU 13) Şirketin personeli için yaptığı sağlık harcamaları, safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınır mı?
CEVAP 13) Şirket personeli adına sağlık kurumlarına Şirket tarafından yapılan ödemelerin ücret olarak değerlendirilmesi ve söz konusu ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 ve 96’ncı madde hükümleri çerçevesinde tevkifata tabi tutularak beyan ve ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerekmektedir.
Ödemenin niteliği göz önünde bulundurularak ücret bordrosu üzerinden, tedavi ve ilaç harcamasının iş yeri veya iş yerinin eklentilerinde yapılması halinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 40’ıncı maddesinin ikinci bendi hükmüne göre, iş yerinde veya iş yerinin eklentilerinde yapılmayan bu tür giderlerin ise aynı maddenin birinci bendi hükmüne göre gider kaydına konu edilmesi mümkündür.
Söz konusu ödemelerden belgesi sadece Şirket adına düzenlenenlerin gider kaydına konu edilebileceği, gider kaydı açısından personel adına düzenlenen belgelerin ise dikkate alınamayacağı tabiidir.
SORU 14) İşletmelerin satış ve pazarlama bölümlerinde çalışan personelin şehir içi ve şehir dışı çalışmaları sırasında yapacakları yiyecek ve ek harcamaları, gider olarak dikkate alınır mı?
CEVAP 14) Şirket personelinin şehir içinde yapacakları pazarlama ve satış işleri sırasında sarf edecekleri yiyecek ve içecek bedeli harcamalarının tamamının belgelendirilmesi şartıyla ücret olarak değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanununun 94/1’inci madde kapsamında tevkifata tabi tutularak safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
Öte yandan, söz konusu şirket personelinin harcırah ödenmesini gerektiren bir görevle, görev mahalli dışına (şehir dışına) gönderilmeleri halinde, bu personele ayrıca yemek bedeli adı altında bir ödeme yapılması durumunda, bu ödemenin de tutarına bakılmaksızın tamamının ücret olarak değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanununun 94/1’inci madde kapsamında tevkifata tabi tutularak safi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.
SORU 15) Zamanında ödenmeyen SSK primleri ile idari para cezalarının ödenmesi halinde ticari kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınır mı?
CEVAP 15) SSK priminin gider olarak dikkate alınabilmesi için, bu primlerin Sosyal Sigortalar Kurumu’na fiilen ödenmiş olması gerektiğinden, sigorta primleri, dönemine ve ait olduğu yıla bakılmaksızın (taksitlendirilerek ödenmesi halinde ödenen taksit tutarlarından prim aslı kadarının) fiilen ödendiği tarihte gider yazılması mümkündür. Sosyal Sigortalar Kurumuna ödenen, idari para cezaları ile ödenen gecikme zamlarının ise kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.
SORU 16) Maden, taş ve kireç ocağı işletme ruhsatına sahip olan gerçek kişinin vergi mükellefiyeti tesis edilir mi?
CEVAP 16) Hayır.
Uygulamada Maden, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri ile tuğla ve kiremit harmanlarının işletilmesinden elde edilen kazançlar ticari kazançtır. Dolayısıyla, mükellefiyetin tesisi için ruhsat alınmış olması yeterli olmayıp, ayrıca ruhsata ilişkin fiilen faaliyetin ifasının da aranması gerekecektir.
SORU 17) Ticari kazanca ilişkin işletmeye kayıtlı gayrimenkullerin faaliyete son verilmesinden sonra elden çıkarılmasında vergileme nasıl olacaktır?
CEVAP 17) Ticari faaliyetin sona erdirilmesinde işletmeye ait gayrimenkullerin mükellefin kendi adına (emsal bedeliyle) fatura etmek suretiyle iktisap edeceği gayrimenkullerin daha sonra elden çıkarılması değer artış kazancı kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ancak, söz konusu gayrimenkullerin aynı kişiye farklı tarihlerde veya farklı kişilere aynı tarihte satılması veya birbirini izleyen yıllarda satılması gayrimenkul alım-satım işine karine teşkil edeceğinden, elde edilecek gelirin ticari kazanç olarak değerlendirilmesi gerekeceğinden ticari kazanca ilişkin mükellefiyetin yeniden tesisi söz konusu olacaktır.
SORU 18) Site veya apartman yönetimlerince kat maliklerinden, kiracılardan veya üçüncü şahıslardan otopark ücreti alınması halinde, vergi mükellefiyeti tesisi ve vergilendirme gerekir mi?
CEVAP 18) Evet. Zira, faaliyeti yürütmek üzere oluşturulan organizasyonun kazanç sağlama potansiyeline sahip olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Bu nedenle, Apartman veya site yönetimi tarafından yürütülen faaliyetin, malikler tarafından adi ortaklık şeklinde yürütülen ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi ve mükellefiyet tesis ettirilerek bu faaliyetten sağlanan kazancın vergilendirilmesi gerekmektedir.
SORU 19) Yurt dışında yüksek lisans eğitimine gidecek personele yapılacak burs ödemelerinin işveren tarafından karşılanması halinde, söz konusu ödemeler gider konusu yapılabilir mi?
CEVAP 19) İşveren tarafından personeline aylık ücretlerinin dışında yapılan yol, sağlık sigortası, resmi eğitim kurumu ücreti, zorunlu ders kitabı bedeli gibi ödemeler burs olarak değerlendirilmeyecek olup, işveren ile personeli arasında karşılanacak eğitim masrafları nedeniyle çalışma yükümlülüğünü gösterir bir sözleşme ile bu durumun tevsik edilmesi ve karşılanacak eğitim gideri tutarının işin önemi ve genişliği ile orantılı olması koşuluyla ücret olarak dikkate alınacak ve bu ödemelerin gayrisafi tutarı üzerinden tevkifat yapılarak genel esaslara göre işveren tarafından kazancının tespitinde gider olarak indirilebilecektir.
SORU 20) Yurt içinde veya yurt dışında tahsilde bulunan öğrencilere verilen burslar hangi şartlarda gelir vergisinden istisnadır?
CEVAP 20) Öğrencilere verilecek olan burs;
-Eğitim masrafları karşılanacak kişilerin, okulu bitirdikten sonra burs veren işletmede hizmet yükümlülükleri nedeniyle, çalışacaklarını gösterir bir sözleşmenin düzenlenmesi ve bu durumun vergi incelemesi sırasında inceleme elemanına kanıtlanması;
-Burs verilecek öğrencilerin, Türkiye’nin her tarafında eğitim gören öğrenciler arasında bir yarışma sınavı sonunda kazanan kişilerden olması;
-Bursun süresinin ve karşılanacak eğitim giderleri miktarının işin önemi ve genişliği ile orantılı olması,
durumunda bu ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 28’inci maddesi uyarınca gelir vergisinden istisna tutulması gerekmekte olup, şirket kayıtlarında gider olarak gösterilmesi mümkün olacaktır.
B-ZİRAİ KAZANÇLAR :
SORU 1) 6,9 m. ve 7,60 m. ölçülerindeki balık teknesi ile yapılan balık avcılığı faaliyetinden elde edilen kazanç nasıl vergilendirilecektir?
CEVAP 1) 7,60 m. boyundaki gemi ile yapılan balık avcılığı; zirai işletme büyüklüğü ölçüleri altında kaldığından elde edilen kazanç tevkif suretiyle vergilenecek olup, bu vergi nihai vergi olacaktır.
Ayrıca bu zirai kazanç için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.
SORU 2) Zirai mahsullerin ticaret borsalarına tescil ettirilmesi durumunda yapılacak tevkifat oranında değişiklik olur mu?
CEVAP 2) Evet.
Çiftçilerden ticaret satın alınan zirai mahsuller için yapılacak ödemeler üzerinden yapılacak tevkifat oranları; Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin 11. bendiyle belirlenmiştir.
Çiftçilerden satın alınan ziraî mahsuller için yapılan ödemelerden;
a) Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için,
i) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için % 1
ii) (i) alt bendi dışında kalanlar için % 2
b) Diğer ziraî mahsuller için,
i) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınan zirai mahsuller için % 2
ii) (i) alt bendi dışında kalanlar için % 4
SORU 3) Zirai mahsul üretimi yapan tüzel kişilerden (şirketlerden) satın alınan zirai mahsul alımları için yapılacak ödemelerden tevkifat yapılır mı?
CEVAP 3) Hayır.
Tüzel kişiler (şirketler) zirai faaliyette bulunsalar dahi faaliyetleri ticari kazanç hükümlerine tabi olduğundan tevkifat bunların satışlarında tevkifat yoktur.
SORU 4) Ticaret borsalarının dışında çiftçilerden satın alınan zirai ürünler için yapılan ödemelerden (avans olarak ödenenler dahil) yapılacak tevkifat uygulamasında müteselsil sorumluluk ve kontrol mekanizması nasıldır?
CEVAP 4) Çiftçilerden satın alınan zirai ürünler için yapılan ödemelerden (avans olarak ödenenler dahil) tevkifat yapılmak zorunludur. Ancak, bu tevkifatın yapılmaması halinde, ürünü çiftçiden satın alanın sorumluluğu olmakla birlikte, bu ürünün daha sonraki safhalarda alım-satımına taraf olanlar da tevkif yoluyla ödenmeyen vergi ile buna bağlı ceza, gecikme faizi ve gecikme zammından müteselsilen sorumlu olacaklardır.
Diğer bir anlatımla, zirai ürünlerin çiftçi dışındaki kişilerden satın alınması halinde, ürünü satın alanlar, bu ürünlerle ilgili gelir vergisi tevkifatının yapıldığına kanaat getirirlerse, gelir vergisi tevkifatını yapmayabileceklerdir.
Bu durumda, tevkif yoluyla ödenmesi gereken vergi ile buna bağlı ceza, gecikme faizi ve gecikme zammından müteselsilen sorumlu olacaklardır. Ancak, mükellefler müteselsil sorumluluğun dışında kalmayı tercih ettikleri takdirde, zirai ürünü kimden satın almış olursa olsunlar, gelir vergisi tevkifatı yaparak ilgili vergi dairesine yatırmak zorundadırlar.
SORU 5) Çiftçi dışındaki kişi ve kurumlardan ticaret borsasına tescil ettirilerek alınan zirai mahsuller için tevkifat sorumluluğu var mıdır?
CEVAP 5) Gelir Vergisi Kanunu’nda tevkifat yapmak zorunda olan gerçek ve tüzel kişiler tarafından çiftçi dışında kalan kişi, kurum ve kuruluşlardan, 5590 sayılı Kanuna göre kurulmuş bulunan Ticaret Borsalarında tescil ettirerek satın aldıkları zirai ürün bedelleri üzerinden, gelir vergisi tevkifatı yapmayacaklar ve müteselsilen de sorumlu olmayacaklardır.
Ancak; söz konusu zirai ürünlerle ilgili olarak daha önce çiftçiden satın alınması esnasında gelir vergisi tevkifatının yapılmamış olması halinde, tevkif yoluyla ödenmesi gereken vergi ile buna bağlı ceza, gecikme faizi ve gecikme zammından tescil işlemini yapan borsalar, borsaların yöneticileri ve vergisi tevkif yoluyla ödenmeyen zirai ürünü Borsaya getirenler de müteselsilen sorumlu olacaklardır.
SORU 6) Tüzel kişiler tarafından üretilen ve borsaya tescil ettirilerek satışı yapılan zirai mahsuller için borsanın sorumluluğu var mıdır?
CEVAP 6) Borsaya tescil için getirilen ve tüzel kişi tarafından üretildiği ifade edilen zirai ürünlerin ürün bedeli üzerinden yapılması gereken gelir vergisi tevkifatı aranmadan tescili, ancak borsanın ürünü getirenle birlikte müteselsilen sorumluluğu yüklenmesi halinde mümkün olabilecektir.
Diğer bir anlatımla, tüzel kişilerce borsaya tescil için getirilen zirai ürünün daha önceki aşamalarda kimden alındığı bilinemeyeceğinden, tevkif yoluyla ödenmesi gereken vergi ile buna bağlı ceza, gecikme faizi ve gecikme zammından tescil işlemini yapan borsalar ve vergisi tevkif yoluyla ödenmeyen zirai ürünü borsaya getirenlerinde müteselsilen sorumlu olacaklar.
C-ÜCRETLER :
SORU 1) Site yönetimi bünyesinde özel güvenlik olarak çalıştırılan görevlilere ödenen ücretler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacak mıdır?
CEVAP 1) Site yöneticiliğine bağlı olarak çalıştırılan özel güvenlik görevlileri Gelir Vergisi Kanunu’nun 23.maddesinin 6.fıkrasında belirtilen “hizmetçi” kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bu kişilere yapılacak ücret ödemelerinin gelir vergisinden istisna edilmesi mümkün olmayıp bu kişilere yapılan ücret ödemelerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1’inci maddesi gereğince tevkifat yapılması gerekmektedir.
SORU 2) İhbar tazminatından kesilen gelir vergisinden işçinin eksik aldığı asgari geçim indirimi tutarı indirilerek işçiye ödeme yapılabilir mi?
CEVAP 2) Bir işçinin işten çıkarılmasından dolayı kendisine ihbar tazminatı ödenmesi durumunda, bu ödemenin Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’inci maddesine göre ücret sayılan ödemeler içinde yer alması sebebiyle tevkifata tabi tutulması gerekmekte olup, ihbar tazminatından kesilen gelir vergisinden işçinin eksik aldığı asgari geçim indirimi tutarının indirilerek işçiye ödeme yapılması gerekir.
SORU 3) Çalışan personele “Ticket” olarak yapılan yemek bedelleri ücret olarak gelir vergisi tevkifatına tabi midir?
CEVAP 3) Personele verilen yemek bedelinin
-nakden ödenmemesi,
-fatura karşılığında lokanta veya yemek veren benzeri yerlere ödemede bulunulması,
-fiilen çalışılan günlere ait olması,
halinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 23’üncü maddesinin 8’nci bendinde yer alan miktara kadar istisnadan yararlandırılması, söz konusu miktarı aşan kısmın ücret sayılarak Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1’inci maddesine göre tevkifat yapılarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, çalışanların ticket’lar ile anlaşmalı marketlerden gıda ve ihtiyaç maddesi satın alınması yemek verme hizmeti ile hiçbir ilişkisi olmadığından, yemek verme hizmeti kapsamında değerlendirilmeyip ücret olarak tevkif suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.
SORU 4) Yıl içerisinde asgari ücrette meydana gelen artışlar asgari geçim indirimine yansıtılır mı?
CEVAP 4) Hayır.
Asgari geçim indiriminin yıllık tutarı, her ücretli için asgarî ücret üzerinden hesaplanan yıllık vergi tutarını aşamayacak ve yılı içerisinde asgari ücret tutarında meydana gelen değişiklikler, asgari geçim indirimi uygulamasında dikkate alınmayacaktır.
SORU 5) Eşi serbest meslek erbabı olan ücretli, eşi için asgari geçim indiriminden yararlanabilir mi?
CEVAP 5) Evet.
Sadece ücret geliri elde eden eş, "çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş" kapsamında değerlendirilmeyecektir. Bunlar dışındakiler ise çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş kapsamında değerlendirilecek olup, münhasıran emekli maaşı alanlar da çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş olarak kabul edilecektir.
Bu nedenle serbest meslek erbabı olarak faaliyet göstererek kazanç elde eden eş "çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş" kapsamında değerlendirilecek olup, bu eş için asgari geçim indirimi uygulamasından yararlanılması mümkün bulunmaktadır.
SORU 6) Asgari geçim indirimi ücretliye ne zaman ödenmelidir?
CEVAP 6) İşverenler tarafından ücret gelirinden kesilen gelir vergisinden mahsup edilen asgari geçim indiriminin o ayki ücretiyle birlikte ücretliye nakden ödenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, işveren tarafından ücretliye nakden ödenmeyen asgari geçim indirimi o ayda eksik beyan edilmiş vergi tevkifatı olarak kabul edileceğinden, bu vergiler için işveren hakkında vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapılması gerekmektedir.
SORU 7) Önceki takvim yıllarında yapılan askerlik borçlanması ödemelerinin ücretin safi tutarının tespitinde gelir vergisi matrahından indirilir mi?
CEVAP 7) Evet.
Sosyal Sigortalar Kurumuna askerlikle ilgili borçlanmak suretiyle toptan ödenen, borçlanma aidat ve primlerine ilişkin ödeme belgesinin işverene ibraz edilmesi halinde, ibraz edildiği aydan başlayarak ödenen tutara ulaşılana kadar bu tutarın ücretin vergiye tabi tutarından indirilmesi mümkündür.
SORU 8) İş akdine son verilen çalışanların mahkeme kararı ile işe iade edilmelerinde yapılacak ödemeler nasıl vergilendirilir?
CEVAP 8) Mahkeme kararına istinaden; işveren tarafından ücretlisi durumundaki kişi veya kişilere iş güvencesi tazminatı ve geçmiş dönemlere ait 4 aylık veya en çok sekiz aylık olarak yapılan ücret ödemelerinin (hangi ad altında olursa olsun) ücret sayılarak yapılan ödemeler; işveren tarafından nakden veya hesaben ödendiği yılda, o yıl için geçerli olan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 103’üncü maddesinde yer alan gelir vergisi tarifesi üzerinden vergiye tabi tutulacaktır.
SORU 9) Sitede “bahçıvan” olarak çalışan kişilere yapılan ücret ödemeleri Gelir Vergisinden istisna mıdır?
CEVAP 9) Evet.
Site yönetimi tarafından bahçıvan olarak çalışan personele yapılan ödemelerin; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesine göre ücret olarak değerlendirilmesi ancak, söz konusu ödemeler aynı Kanunun 23/6. maddesine göre gelir vergisinden istisna olacağından, yapılan ücret ödemeleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmaması gerekmektedir.
SORU 10) Evli/çocuklu ve sakatlık indiriminden faydalan ücretli asgari geçim indirimi uygulamasından nasıl yararlanır?
CEVAP 10) Uygulamada ücret üzerinden sakatlık indirimi tutarları öncelikli olarak mahsup edilmesi, bu mahsuptan sonra kalan gelir vergisi matrahı üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarından da, çalışanın özel durumuna göre hesaplanacak yıllık asgari geçim indirimi tutarının 1/12’sinin mahsup edilmesi gerekmektedir.
Ancak, her ücretli için asgari ücret üzerinden hesaplanan yıllık vergi tutarını aşamayacak şekilde mahsup edilecek asgari geçim indirimi tutarının, aylık gelir vergisi tevkifatına tâbi gelir vergisi matrahı üzerinden hesaplanan gelir vergisi tutarını aşamayacağı, aşması halinde ise asgari geçim indirimi farkının çalışana iadesi veya diğer dönemlerde hesaplanan gelir vergisi tutarlarından mahsubu mümkün olmayacağı da tabiidir.
SORU 11) Ay içerisinde çalıştığı işverenden ayrılarak aynı ay içerisinde başka bir işveren nezdinde çalışmaya başlayan ücretli, asgari geçim indirimi uygulamasından nasıl faydalanacaktır?
CEVAP 11) Ay içerisinde çalıştığı işverenden ayrılarak aynı ay içerisinde başka bir işveren nezdinde çalışmaya başlayan ücretlinin, bu aya ilişkin olarak eski veya yeni işvereninden yalnızca biri vasıtasıyla asgari geçim indiriminden faydalanması gerekmekte olup, ücretlinin aynı aya ilişkin hem eski hem de yeni işvereni vasıtasıyla asgari geçim indiriminden faydalanması mümkün değildir.
SORU 12) Huzur hakkı alanlar asgari geçim indiriminden yararlanır mı?
CEVAP 12) Evet.
Huzur hakkı ödemelerinin Gelir Vergisi Kanunu’nun 61’inci maddesi kapsamında ücret olarak değerlendirilmesi nedeniyle aynı Kanunun 94/1’inci maddesine göre gelir vergisi kesintisine tabi tutulması gerekmekte olup, huzur hakkı ve ücret ödemeleri için asgari geçim indiriminden yararlanılması mümkündür.
SORU 13) Yurt dışında mukim kişilerin irtibat bürosunda çalışan hizmet erbabına ödenen ücretler nasıl vergilendirilecektir?
CEVAP 13) Merkezi yurt dışında bulunan işverenin Türkiye’de hiçbir şekilde ticari faaliyette bulunmama, çalışanların ücretlerinin yurtdışından (merkezden) gönderilen dövizlerle sağlanması vb. gibi şartların mevcut olması halinde, irtibat bürosunda çalışan personele ödenen ücretler gelir vergisinden istisna tutulacağı gibi söz konusu ücretler için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmesine de gerek bulunmamaktadır.
Ayrıca; Kanunda ödenen ücretlerin istisnadan yararlanabilmesi için döviz olarak ödemesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Ancak, yurt dışından döviz olarak gelen paraların, Merkez Bankası veya diğer bankalarda bozdurulmak suretiyle Türk parası olarak ödendiğinin tevsik edilmeleri halinde yapılacak bu ücret ödemeleri de istisna kapsamı içinde değerlendirilecektir. Döviz bozdurulması ile ilgili belgeler ücret bordolarına eklenecektir.
SORU 14) İşhanı yöneticisi ile işhanında çalıştırılan kapıcılara ödenen ücretler nasıl vergilendirilecektir?
CEVAP 14) Yönetim planında ya da sözleşmede saptanarak yöneticilere ödenen bedellerin gerçek ücret olarak kabul edilmesi ve ücrete ilişkin hükümlere göre vergilendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca işyerlerinden oluşan dolayısıyla ticaret mahalli olan iş merkezlerinde istihdam edilen kapıcılara ödenen ücretlerin, Gelir Vergisi Kanunu’nun 23/6’ncı maddesinde yer alan istisnadan yararlanmaları mümkün değildir. Dolayısıyla, iş merkezince söz konusu kişilere ödenen ücretler üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1’inci maddesi uyarınca vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
SORU 15) İşsizlik ödeneği alan eş için asgari geçim indirimi uygulamasından faydalanılır mı?
CEVAP 15) Evet.
İşsizlik sigortasından faydalanmakta olup işsizlik ödeneği alan eşler, “çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eş” kapsamında değerlendirilecek olup, asgari geçim indirimi uygulaması kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
SORU 16) Aynı yıl içinde birkaç işverenden alınan ücretler nasıl vergilendirilecektir?
CEVAP 16) Yıl içinde birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağı mükellef tarafından serbestçe belirlenecek olup, başkaca bir gelirin olmaması şartıyla 2008 yılı içinde birinci işverenden sonraki ücretlerin toplamının 19.800 TL’yi aşmaması halinde beyanname verilmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak birinci işverenden sonraki ücretlerin toplamının 19.800 TL’yi aşması halinde ise birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere ücret gelirinin tamamının yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
SORU 17) Özel inşaat işi ile özel inşaatta çalıştırılan personelin vergilendirilmesi nasıl olacaktır?
CEVAP 17) Gerçek kişinin kendisine ait gayrimenkule ilişkin şahsi ihtiyacına münhasır yaptığı özel inşaat için ticaret odası kaydı ile vergi mükellefiyeti kaydı aranılmasına gerek bulunmamakta olup, adı geçenin özel inşaatında çalıştırdığı personele ödeyeceği ücretlerin diğer ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
SORU 18) Okul aile birliği bünyesinde istihdam edilen ve hizmetli olarak çalışanlara yapılan ücret ödemeleri nasıl vergilendirilecektir?
CEVAP 18) Okul Aile Birlikleri, Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre çıkarılan yönetmelik uyarınca kurulan ve tüzelkişiliği bulunmayan, amacı; okulun ihtiyaçlarının karşılanması, veli ve öğretmenler tarafından işbirliğinin sağlanması olan ve bulundukları okul bünyesinde faaliyet gösteren birliklerdir.
Okul Aile Birliği tarafından temizlik işleri ve kalorifer dairesinde ateşçilik yapmak üzere istihdam edilen personele yapılan ödemeler ile okul öğretmenlerine açılan kurslarda verdikleri ek dersler için yapılan ödemelerin ücret olarak kabul edilmesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/1 maddesine göre Okul Aile Birliğince tevkifat yapılarak muhtasar beyanname ile beyan edilmesi ve ödenmesi gerekmektedir.
SORU 19) 5838 Sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Stopaj Teşvikinden işverenler nasıl yararlanacaktır?
CEVAP 19) Anılan kanunun 8.maddesiyle GVK’na eklenen Geçici 75.maddesinde belirtildiği üzere; Ar-ge ve destek personelinin bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisinin doktoralı olanlar için % 90’ı diğerleri için % 80’ı verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilecektir.
Yapılan bu yasal düzenlemeyle ayrıca personelin asgari geçim indiriminden yararlanması da mümkün kılınmıştır. Daha önce bunların ücretleri ile ilgili bu teşvik istisna şeklinde düzenlenmiş olduğundan bunların asgari geçim indiriminden faydalanmaları mümkün olmuyordu. Bu düzenleme ile “istisna” yerine “terkin” uygulamasına geçildiğinden 31.12.2013 tarihine kadar asgari geçim indiriminden faydalanılabilecektir. Bu teşvikten işveren yararlanmaktadır.
D-SERBEST MESLEK KAZANÇLARI :
SORU 1) Ortaklara ait olup, adi ortaklık faaliyetinde kullanılan araçların giderlerinin, adi ortaklığın serbest meslek kazancının tespitinde dikkate alınması mümkün müdür?
CEVAP 1) Gelir Vergisi Kanunu’nun 65.maddesine göre, Adi ortaklık şeklinde de serbest meslek kazancı elde edilebilmektedir. Buna göre, Adi ortaklık olarak faaliyette bulunan ortaklara ait işte kullanılan taşıtların giderlerinin serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilebilmesi için, söz konusu taşıtların ya envantere dahil olması ya da kiralanmış olması gerekmektedir.
Ortaklara ait olan araçların yapılacak bir sözleşme ile adi ortaklığa kiralanması ve anılan araçların işte kullanılmaları şartıyla, söz konusu araçların giderleri ile araçlara ödenen kira giderlerinin adi ortaklığın kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, söz konusu araçlar için yapılan kira ödemeleri üzerinden adi ortaklık tarafından Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/5-a maddesi uyarınca gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
SORU 2) Serbest meslek erbabının, eşine ait ikametgahın bir kısmını bedelsiz bir şekilde işyeri olarak kullanması halinde, tevkifat yapacak mıdır? ayrıca, söz konusu ikametgaha ait giderleri serbest meslek kazancının tespitinde indirim konusu yapabilecek midir?
CEVAP 2) Mülkiyeti eşe ait olan ve ikametgâh olarak kullanılan gayrimenkulün bir kısmının bedelsiz bir şekilde işyeri olarak kullanılması halinde, işyeri için nakden veya hesaben bir kira ödemesinde bulunulmaması, başka bir ifadeyle işyeri kirası olarak gider gösterilmemesi halinde her hangi bir tevkifattan söz edilemeyecektir.
Ancak emsal kira bedelinin bedelsiz kiralama işlemini sağlayan (gayrimenkulün mülkiyetine sahip eş) tarafından gayrimenkul sermaye iradı olarak yıllık Gelir Vergisi beyannamesi ile genel hükümlere göre beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, bir kısmı işyeri olarak kullanılan eşe ait ikametgâhın, ısıtma ve aydınlatma gibi sair masraflarının yarısının indirim konusu yapılması mümkündür.
SORU 3) Serbest meslek erbabı, yanında çalıştıracağı eşine ödeyeceği ücret ve sosyal güvenlik primlerini mesleki kazancının tespitinde gider olarak dikkate alabilir mi?
CEVAP 3) İşyerinde hizmet akdi ile çalıştırılan eşe yapılacak ücret ödemelerinin ücret bordrosunda gösterilmesi ve söz konusu ücret ödemelerinin serbest meslek kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 68/’inci maddesi gereğince gider olarak dikkate alınması mümkündür. Diğer taraftan, sosyal güvenlik primlerinin gider olarak dikkate alınabilmesi için, bu primlerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na fiilen ödenmiş olması şartıyla, ait olduğu yıla bakılmaksızın fiilen ödendiği tarihte gider olarak yazılabilecektir.
SORU 4) Serbest meslek erbabınca, yol ve konaklama masraflarının, hizmet verilen müşterilere yansıtılması halinde gelir vergisi tevkifatı yapılacak mıdır?
CEVAP 4) Serbest meslek faaliyeti ile ilgili olarak yapılan ve belgelendirilen yol ve konaklama masraflarının, hizmet verilen müşterilere yansıtılması durumunda yapılan bu masrafların serbest meslek kazancı olarak değerlendirilmesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin 2/b alt bendi gereğince % 20 oranında tevkifata tabi tutulması gerekmektedir.
SORU 5) Mahkeme kararlarıyla karşı tarafa yükletilen vekalet ücretinin doğrudan veya icra daireleri vasıtasıyla ödenmesi halinde yapılan bu ödemelerin gelir vergisi tevkifatı ile KDV karşısındaki durumu ne olacaktır?
CEVAP 5) Karşı taraf aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ödemelerinin doğrudan avukatlara değil de icra müdürlüklerine yapıldığı durumda, icra müdürlüklerine ödeme yapıldığı sırada ödemeyi yapan borçlu tarafından vekâlet ücreti ödemesinden (% 20 oranında) gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.
Söz konusu vekâlet ücreti ödemesi yapan borçlunun Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişilerden olmaması veya herhangi bir sebeple tevkifat yapılmadan icra dairesine ödemede bulunulması halinde, elde edilen serbest meslek kazancı avukat tarafından verilen yıllık beyannamede vergilendirilecektir.
Davayı kaybeden tarafından, mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu karşı taraf avukatına ödenmesine karar verilen vekâlet ücretinin avukat dışında alacaklı tarafa vekâlet eden üçüncü bir kişiye nakden ödenmesi durumunda; bu vekâlet alacağın tahsiline yönelik olduğundan, ödeme yapan tarafın Gelir Vergisi Kanunu'nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişilerden olması halinde yapılan vekâlet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir.
Ancak, vekâlet ücretini ödeyen karşı tarafın ödeme esnasında stopaj yapmaması durumunda elde edilen hâsılatın avukat tarafından yıllık beyannameye dâhil edileceği tabiidir.
Davayı kaybeden tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekâlet ücretini alacaklı tarafa doğrudan nakden ödemesi halinde, alacaklıyı temsil eden avukatın ücretli olmaması kaydıyla, ödeme yapan tarafın Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında sayılan kişilerden olması halinde, yapılan vekâlet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir.
İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecektir. (375 no.lu VUK Tebliği)
Mahkeme kararı gereğince veya icra kanalı ile avukata ödenen vekâlet ücreti serbest meslek faaliyeti kapsamında katma değer vergisine tabi olup, avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda ayrıca katma değer vergisi hesaplanacaktır. Ancak, mahkeme kararında "KDV hariç" şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde vekâlet ücretine katma değer vergisi dâhil kabul edilecek ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle tespit edilen katma değer vergisi avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda gösterilecektir.
Öte yandan, mahkemelerce hükmolunan vekâlet ücreti ödemelerinin davayı kazanan gelir ya da kurumlar vergisi mükellefi olan işverenlere yapılması ve yapılan bu ödemenin Gelir Vergisi Kanunu uyarınca ticari ya da serbest meslek faaliyet kapsamında olması halinde ödeme katma değer vergisine tabi olacak, mahkeme kararında "KDV hariç" ya da "KDV dâhil" ibaresinin yer alıp almadığı dikkate alınarak yukarıdaki açıklamalara göre işlem yapılacaktır.
Ayrıca, avukatın davayı kazanan tarafın ücretlisi olması halinde, ticari veya serbest meslek kazancı kapsamında borçludan tahsil edilen vekâlet ücreti, Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94 ve 103’üncü maddeleri kapsamında ücret olarak avukata ödenecektir.
E-SERBEST MESLEK KAZANÇ İSTİSNASI (G.V.K. MADDE 18) :
SORU 1) Serbest meslek kazancı istisnasından kimler yararlanabilir?
CEVAP 1) Müellif, mütercim, heykeltıraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi 5846 sayılı Kanun kapsamındaki eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.
SORU 2) Serbest meslek kazanç istisnasından faydalananların, faaliyetlerini icra ettikleri işyerleri için ödedikleri kira bedelleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapacaklar mıdır?
CEVAP 2) Kira ödemeleri üzerinden tevkifat yapılmayacaktır. Ödenen kira bedelleri ise işyeri sahibi tarafından (GVK 86/1-d) uyarınca yıllık gelir vergisi beyannamesi ile gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan edilerek vergilendirilecektir.
SORU 3) Serbest meslek kazanç istisnasından faydalananların belge düzenleme zorunlulukları var mıdır?
CEVAP 3) Eserlerin, sadece Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde sayılanlara satılması halinde, eser sahiplerince serbest meslek makbuzu düzenlenme zorunluluğu olmayıp, ödemeyi yapanlarca gider pusulası tanzim edilerek Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/2-a maddesi gereğince gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.
Nihai tüketicilere yapılacak eser satışlarının ise serbest meslek makbuzu ile belgelendirilmesi gerekmektedir.
Serbest meslek kazançları istisnasından yararlananlar için yapılan tevkifat nihai vergilendirme olacak ve nihai tüketiciden elde edilen kazançlar da dahil söz konusu istisna kazançlarından dolayı yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecektir.
SORU 4) Serbest meslek kazanç istisnasından faydalanan ve bir işyeri açarak faaliyette bulunanların vergi levhası tasdik ettirme ve asma zorunlulukları var mıdır?
CEVAP 4) Evet.
Ancak, kendi nam ve hesabına bir işyeri açmaksızın mutad meslek olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun 18'inci maddesinde belirtilen faaliyetlerde bulunanların vergi levhası tasdik ettirme ve asma zorunlulukları bulunmamaktadır. Ayrıca, sayılan bu tür faaliyetleri ikametgâhlarının belli bir bölümünde yapmakla birlikte müşterilerine burada satış veya hizmet vermeyen mükellefler de vergi levhası asmayacaklardır.
F-GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARI :
SORU 1) 2008 takvim yılında elde edilen mesken kira gelirlerine uygulanacak olan istisna tutarı ne kadardır?
CEVAP 1) 2008 takvim yılı için 2.400.-TL’dir.
SORU 2) Ticari kazancının yanında mesken kira geliri olanlar, konut kira gelirleri için o yılda geçerli olan istisnadan yararlanabilirler mi?
CEVAP 2) Hayır yararlanamazlar.
Çünkü, kira gelirinin, beyan edilmesi zorunlu olan ticari, zirai veya mesleki kazançla birlikte elde edilmesi halinde (2008 yılı için 2.400.-TL’lik) istisnadan yararlanılması mümkün değildir. Bu nedenle, kira gelirinin, ticari kazanç için verilecek beyannameye dahil edilmesi gerekmektedir.
SORU 3) Elde edilen kira gelirinden kiraya verilen gayrimenkul için yapılan masraflar düşülebilir mi?
CEVAP 3) Evet.
Kiraya verilen gayrimenkul için yapılan bazı masrafların vergiye tabi kazançtan düşülmesi mümkündür. Bunun için iki farklı seçenekten götürü gider usulü veya gerçek gider usulünden herhangi biri seçilebilir. (İkisi aynı anda seçilemez.) Götürü gider usulünü seçenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler.
SORU 4) Elde edilen kira geliri için yıllık beyanname hangi tarihe kadar, nereye ve nasıl verilecektir?
CEVAP 4) 2008 yılı kira gelirlerine ait beyanname; Mart ayının başından 25 Mart 2009 günü akşamına kadar ikametgahın bulunduğu yer vergi dairesine elden, taahhütlü posta veya herhangi bir mali müşavir aracılığı ile e-beyanname olarak internet üzerinden verilebilir.
SORU 5) Kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılan işyeri kira gelirleri için beyanname verme sınırı kaç liradır?
CEVAP 5) 2008 takvim yılı için 19.800.-TL’dir.
Vergi kesintisi yapılan kira gelirinin 2008 yılı beyanname verme sınırı olan 19,800.-TL’yi aşmaması halinde, beyanname verilmesi zorunlu değildir.
SORU 6) Hisseli gayrimenkullerden elde edilen kira gelirleri kim tarafından beyan edilecektir?
CEVAP 6) Hisseli gayrimenkullerden elde edilen kira gelirlerinin tapuda adına kayıtlı olanlarca hisseler oranında ayrı ayrı beyan edilmesi gerekmektedir.
SORU 7) Kiracı tarafından kira bedelinin ödenmemesi halinde beyanname vermek gerekir mi?
CEVAP 7) Hayır.
Beyanname verilmesi gerekmez. Gayri menkul sermaye iradında tahsilat esası geçerli olduğundan kira bedelinin tahsil edildiği yılı izleyen yılın Mart ayında verilmesi gerekir.
SORU 8) Ödenen kira bedeli elde edilen kira gelirinden düşülebilir mi?
CEVAP 8) Evet. Ancak, gerçek gider usulünün seçilmesi halinde, ödenen kira giderlerinin kira gelirleri için verilecek beyannamede dikkate alınması mümkündür.
SORU 9) Kira gelirlerine ilişkin vergi ne zaman ve nereye ödenir?
CEVAP 9) Kira gelirlerine ilişkin vergi Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere iki taksitte ödenir.
Vergi, bağlı olunan vergi dairesine, bağlı olunan vergi dairesinin bulunduğu yerin Belediye sınırları dışındaki vergi dairelerine veya yetkili banka şubelerine ödenebilir.
SORU 10) Çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla bir süre ile yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının, Türkiye’den elde ettiği kira gelirleri için beyanname vermeleri gerekli midir?
CEVAP 10) Türkiye’de elde edilen mesken kira gelirlerinin 2008 yılı için 2.400 TL’yi veya tevkif yoluyla vergilendirilmeyen iş yeri kira gelirlerinin 2008 yılı için 960-TL’yi aşması halinde 2009 Mart ayının 25’ine kadar beyanname verilmesi gerekir.
Diğer taraftan. İkametgahı yurt dışında olan veya altı aydan fazla yurt dışında yaşayanların, dar mükellef statüsünde değerlendirilmeleri nedeniyle, Türkiye’den elde ettikleri tevkif yoluyla vergilendirilen iş yeri kira gelirleri için beyanname vermelerine veya bu gelirlerini diğer gelirlerden dolayı verdikleri beyannamelere dahil etmelerine gerek bulunmamaktadır.
Tevkifata tabi tutulan işyeri kira gelirleri dar mükellefler açısından nihai vergilendirilme olacaktır.
SORU 11) Kira geliri elde edenin, kendisi, eşi ve çocuğu için yaptığı eğitim ve sağlık harcamaları ile özel okula giden çocuğu için ödediği ve faturasını aldığı tutarları beyan ettiği mesken kira gelirlerinden düşebilir mi?
CEVAP 11) Eğitim ve sağlık harcamalarının Türkiye’de yapılması vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi şartıyla, beyan edilen gelirin % 10’unu aşmaması kaydıyla beyanname üzerinden indirim konusu yapılması mümkündür.
SORU 12) Sitenin ortak mülkiyetine ait deponun kiraya verilmesi halinde elde edilen kira geliri nasıl vergilendirilecektir.
CEVAP 12) Sitenin ortak mülkiyetine ait depoyu kiraya vermek suretiyle elde edilen kira geliri, niteliği bakımından maliklerin gayrimenkul sermaye iradıdır. Dolayısıyla ortak mülkiyet olan siteye ait deponun kiraya verilmesi sonucu elde edilen kira geliri o yılda elde edilmiş gayrimenkul sermaye iradı olduğundan, söz konusu iradı sağlayan kiracı tarafından kira bedeli üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin 5/a bendi uyarınca tevkifat yapılması ve muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, tevkif suretiyle vergilendirilen işyeri kira gelirine ilişkin gayrimenkul sermaye iradının Gelir Vergisi Kanunu’nun gelirin toplanması ve beyanı ile ilgili 85 ve 86’ncı maddeleri çerçevesinde (ilgili yıllar geçerli olan hüküm ve miktarlar dikkate alınarak; 2008 yılında elde edilen ve başkaca geliri bulunmayan kat maliklerinin tutarı 19.800.- TL’yi aşmayan işyeri kira gelirleri için beyanname verilmeyecektir.) değerlendirilerek maliklerce beyan edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca sitenin ortak alanlarını kiralayanların Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin ilk bendinde belirtilen stopaj yapma zorunluluğunda bulunan kişi ve kuruluşlardan olmaması durumunda, site kat maliklerinin hisselerine düşen tevkif suretiyle vergilendirilmemiş gayrimenkul sermaye iratları miktarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin 1/d bendine göre 2008 yılı için 960 TL’yi aşması durumunda yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyanı gerekmektedir.
SORU 13) Binaların dış cephelerinin reklam panosu olarak kiraya verilmesi halinde elde edilen kira geliri ne şekilde vergilendirilecektir.
CEVAP 13) Kiralanan binaların dış cepheleri apartman yöneticiliğine ait olmayıp kat maliklerine ait olduğundan kiracı tarafından kat maliklerine ödenen kira bedeli üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılarak ödenmesi gerekmektedir. Ayrıca apartmanlarının dış cephelerini reklam panosu olarak kiraya veren kat maliklerinin, vergiye tâbi gelir toplamının 103’üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşması koşuluyla, gayrimenkul sermaye iratları için beyanname vermeleri gerekmektedir.
SORU 14) Site müştemilatındaki (eklentisinde olan) gayrimenkulün (işyeri olarak) kiraya verilmesi halinde elde edilen kira geliri nasıl vergilendirilecektir?
CEVAP 14) Site müştemilatında bulunan işyerinin kiraya verilmesi suretiyle elde edilecek gelir, niteliği bakımından maliklerin gayrimenkul sermaye iradı olup, marketi kiralayan kiracılar tarafından da Gelir Vergisi Kanunu'nun 94’üncü maddesinin 5/a bendi uyarınca tevkifat yapılması ve muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, tevkif suretiyle vergilendirilen işyeri kira gelirlerine ilişkin gayrimenkul sermaye iradının Gelir Vergisi Kanunu’nun gelirin toplanması ve beyanı ile ilgili 85. ve 86’ncı maddeleri çerçevesinde (ilgili yıllar geçerli olan hüküm ve miktarlar dikkate alınarak; 2008 yılında elde edilecek ve başkaca bir geliri bulunmayan kat maliklerinin tutarı 19.800.-TL’yi aşmayan işyeri kira gelirleri için beyanname verilmeyecektir.) değerlendirilerek maliklerce beyan edilmesi gerekmektedir.
SORU 15) Oğlu tarafından bedelsiz olarak babasına tahsis edilen işyerinin (dükkanın) Gelir Vergisi Kanunu karşısındaki durumu nasıl olacaktır?
CEVAP 15) Gelir Vergisi Kanunu’nun “Emsal Kira Bedeli Esası” başlıklı 73’üncü maddesinde; “Kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamaz. Bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedeli, bu mal ve hakların kirası sayılır. Bina ve arazide emsal kira bedeli, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanunu'na göre belirlenen vergi değerinin % 5'idir. Diğer mal ve haklarda emsal kira bedeli, bu mal ve haklarının maliyet bedelinin, bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanunu'nun servetlerin değerlendirilmesi hakkındaki hükümlerine göre belli edilen değerlerinin % 10'udur.” denilmekte olup, 2’nci fıkrasında da “Aşağıda yazılı hallerde emsal kira bedeli esası uygulanmaz:
…
Binaların mal sahiplerinin usul, füru veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi (Usul, füru ve kardeşlerden her birinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmiş ise bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz. Kardeşler evli ise eşlerden sadece biri için emsal kira bedeli hesaplanmaz.);…”denilmektedir.
Bedelsiz olarak kullanıma bırakılan işyeri için nakden veya hesaben bir kira ödemesi bulunulmaması başka bir ifadeyle işyeri kirası olarak hesaplarınızda gider gösterilmemesi halinde, söz konusu gayrimenkulün emsal kira bedelinde tevkifat söz konusu olmayacaktır. Ancak mülkiyetine sahip olunan işyeri için emsal kira bedeli üzerinden gayrimenkul sermaye iradı olarak yıllık Gelir Vergisi beyannamesi ile genel hükümlere göre beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, sahibi olunan işyerinin bedelsiz olarak tahsis edildiğinden, kira bedelinin 268 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği kapsamında değerlendirilmeyeceğinden banka veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik zorunluluğu bulunmamaktadır.
SORU 16) İşyeri kira gelirinin beyan sınırını aşmaması halinde tevkif edilen vergilerin iadesi mümkün müdür?
CEVAP 16) Tevkif suretiyle vergilendirilmiş gayrimenkul sermaye iradının 2008 yılı için 19.800 TL (2009 yılı için 22.000 TL)’yi aşmaması halinde, yıllık beyanname verilmeyeceğinden yapılan tevkifatların mahsubu veya iadesi mümkün değildir.
SORU 17) Her hangi bir kira ödemesi olmadan şirket ortağından kiralanan gayrimenkul (iş yeri) nedeniyle tevkifat yapılır mı?
CEVAP 17) Şirket ortağına ait işyeri için nakden veya hesaben bir kira ödemesinin yapılmaması, başka bir ifadeyle işyeri kirası olarak şirket hesabına gider gösterilmemesi halinde GVK’nun 94/5-a maddesine göre tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak, Gelir Vergisi Kanunu’nun 73’üncü maddesi uyarınca kira tutarının emsal değerinin belirlenerek söz konusu ortak tarafından aynı Kanun’un 86/1-d maddesi gereğince 2008 yılı için 960 TL’yi aşması halinde gayrimenkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
SORU 18) Verilen beyannamede sehven götürü gider usulünün seçilmesi halinde aynı beyanname için gerçek gider usulüne dönülebilir mi?
CEVAP 18) Gelir vergisi beyannamesinde sehven götürü gider usulünün seçilmesine rağmen, verilen düzeltme beyannamesi ile gerçek gider usulüne geçilmek istenilmesi, Gelir Vergisi Kanunu’nun 74 üncü maddesinde yer alan götürü gider usulünü seçenlerin iki yıl geçmedikçe gerçek gider usulüne dönemeyecekleri hükmüne aykırı olmayacağından, mükellefin tercihini gerçek gider usulü olarak değiştirmesi mümkündür.
SORU 19) Serbest meslek erbabının kiraladığı iş yerinin bir kısmını başka bir serbest meslek erbabına kiralaması halinde vergileme nasıl olacaktır?
CEVAP 19) Kiralanmış işyerinin bir bölümünü başka bir serbest meslek erbabına kiraya verilmesi halinde, bu kiralama karşılığı yapılacak kira ödemelerin serbest meslek kazancıyla ilişkilendirilmeksizin elde edilmiş gayrimenkul sermaye iradı olarak değerlendirilmesi ve serbest meslek erbabı kiracı tarafından yapılan bu kira ödemelerin Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/5’inci maddesi uyarınca tevkifata tabi tutulması gerekmekte olup söz konusu kira gelirinin de elde eden serbest meslek erbabı tarafından Kanunun 86’ncı maddesi uyarınca yıllık gelirinin beyanında dikkate alması gerekmektedir.
SORU 20) Tapusu veya tapu tahsis belgesi bulunmayan gayrimenkulün kiralanması karşılığında elde edilen kira gelirinin beyanı nasıl olacaktır?
CEVAP 20) Gelir Vergisi Kanunu’nun 70’inci maddesinde, bu maddenin bentlerinde yazılı mal ve hakların; sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hüküm altına alındığından, tapusu veya tapu tahsis belgesi bulunmadığı anlaşılan gayrimenkullerin kiraya verilmesi karşılığı elde edilen gayrimenkul sermaye iradının yıllık gelir vergisi beyannamesiyle kiraya veren tarafından beyan edilmesi gerekmektedir.
G-KONUT VE İŞYERİ KİRALARINDA TEVSİK ZORUNLULUĞU:
SORU 1) 268 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile işyeri ve konut kiralama işlemlerinde yapılacak tahsilat ve ödemelerin banka veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsikine ilişkin getirilen yeni düzenlemeler nelerdir?
CEVAP 1) -Konutlarda, her bir konut için aylık 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin,
-İşyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların herhangi bir tutarla sınırlı kalmaksızın kiraladıkları yerler için yapacakları kira tahsilatı ve ödemelerini 01.11.2008 tarihinden itibaren banka veya posta idarelerine ödeyerek buradan alacakları belgelerle tevsik etmeleri gerekmektedir.
Öte yandan;
-Her bir konut için aylık tutarı 500 TL'nin altındaki konut kira geliri,
-Mahkeme ve icra yoluyla yapılan konut ve işyeri kira gelirine ilişkin tahsilatlar ile
-Aynî olarak yapılan söz konusu ödemeler,
banka veya posta idareleri aracılığıyla ödenmesi ve buradan düzenlenen belgelerle tevsik edilme zorunluluğu bulunmamaktadır.
SORU 2) Tevsik zorunluluğuna uyulmaması halinde uygulanacak cezalar nelerdir?
CEVAP 2) 01.11.2008 tarihinden itibaren getirilen tevsik zorunluluğuna uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesilecektir.
Ceza tutarı 2008 yılı için;
1) Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 1.490 TL'den,
2) İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 680 TL'den,
3) Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 320 TL'den,
az olmamak üzere her bir işlem için bu işleme konu tutarın % 5'idir. 2009 ve sonraki yıllara ilişkin olarak, Vergi Usul Kanununun Mükerrer 414’üncü maddesi uyarınca bu yıllar için belirlenecek asgari ceza tutarları dikkate alınacaktır.
SORU 3) İşyerini aylık 200 TL’ye kiralayan kiracının, kira ödemelerini banka veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmesi zorunlu mudur?
CEVAP 3) Evet. İşyeri aylık kira bedellerinin tutarına bakılmaksızın mülk sahibi ve kiracısı tarafından banka veya Posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.
SORU 4) Aylık 450 TL’ye kiraya verilen konutun kira ödemelerinin tevsiki zorunlu mudur?
CEVAP 4) Hayır. Konut geliri aylık 450 TL olan için tevsik zorunlu değildir.
SORU 5) İki konut kira gelirinden bir tanesinin aylık kira tutarı 500 TL üzerinde olması halinde aylık kira tutarı 500 TL’nin altında olan diğer konutun kira tahsilatının da banka veya Posta idaresince düzenlenen belgelerle tevsiki gerekir mi?
CEVAP 5) Her bir konutun aylık kira tahsilâtının belgelendirilmesinde 500 TL ve üzeri tutar arandığından, 500 TL’nin altında kalan diğer mesken için banka veya Posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
SORU 6) Dört adet konutu kiraya vermiş olan Bay (A)’nın her bir konutunun aylık geliri 500 TL’nin altında olması halinde kira gelirlerinin tahsilinin banka veya posta idaresi aracılığı ile yapılması zorunlu mudur?
CEVAP 6) Her bir meskenden (Konuttan) aylık 500 TL’nin altında kira geliri elde etmesi nedeniyle söz konusu kira gelirlerinin banka veya Posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunlu değildir.
SORU 7) Kira kontratının, kiracı ile konut sahibi adına vekaleten başkası tarafından imzalanması ve kira ödemesinin kira kontratını imzalayan adına yatırılması mümkün müdür?
CEVAP 7) Kira gelirlerinin gayrimenkulün tapuda adına kayıtlı olan maliki tarafından beyan edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, aylık kira ödemelerinin de gayrimenkulün sahibi hesabına yatırılması gerekmektedir.
SORU 8) Tarla, bağ, bahçe ve çiftlik kiralanması neticesinde ödenen aylık kira bedellerinin banka veya posta idaresi aracılığıyla ödeme zorunluluğu var mıdır?
CEVAP 8) Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 156’ncı maddesinde; İş yeri, “Ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette işyeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane, şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe ve çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tesis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerdir.” şeklinde tanımlanmış olup, 268 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde iş yeri kavramı için ayrı bir belirleme ve tanımlama yapılmamıştır.
Buna göre, Vergi Usul Kanunu’nun 156’ncı maddesinde; tarla, bağ, bahçe ve çiftlikler işyeri olarak değerlendirildiğinden, kiralanan bu yerler için yapılan ödemelerin ve tahsilâtlarının tutarına bakılmaksızın banka veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunludur.
SORU 9) 01.11.2008 tarihinden itibaren, aylık kira tutarı 500 TL üzerindeki konut kira tahsilatları ile iş yeri kira ödemeleri ve tahsilatlarının banka veya Posta idaresi aracılığıyla yapılmaması halinde özel usulsüzlük cezasının muhatabı kimler olacaklardır?
CEVAP 9) 01.11.2008 tarihinden itibaren her bir işlem için 500 TL üzerindeki konut kira gelirinin banka veya Posta idaresi aracılığıyla tahsil edilmemesi halinde cezaya muhatap kiraya verenler (konut sahipleri) olacaktır. Aylık iş yeri kiralarının tutarına bakılmaksızın banka veya Posta idaresi aracılığıyla ödenmemesi halinde ise her bir işlem için özel usulsüzlük cezasının muhatabı kiraya verenler ile kiracılar ayrı ayrı olacaklardır.
SORU 10) Mülk sahibi tarafından herhangi bir kişinin kira bedellerini tahsile yetkili kılınması (vekil tayin edilmesi) halinde vekil tayin edilen kişinin banka hesabına kira ödemesinin yapılması mümkün müdür?
CEVAP 10) Mülk sahibi tarafından herhangi bir kişinin kira bedellerini tahsile yetkili kılınması (vekil tayin edilmesi) halinde; Vekil tayin edilen kişinin banka hesabına kira ödemesinin yapılması, ödemeye ait bankada düzenlenen dekontun açıklama kısmına mülk sahibinin ismi ile kira ödemesi olduğunu açıklamasından sonra, vekil tayin edilen kişin banka hesabına yatan paranın mülk sahibine aktarılırken, yine banka veya Posta Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınmak suretiyle yapılması halinde mümkündür.
SORU 11) Kira ödemelerinin sağlık sorunu olan mülk sahibinin eşi adına bankaya yatırılması halinde tevsik zorunluluğu yerine getirilmiş olur mu?
CEVAP 11) Tebliğin “Tevsik Zorunluluğu Kapsamında Olmayan Tahsilat ve Ödemeler” başlıklı bölümünde; Mükelleflerce, her bir konut için aylık tutarı 500 TL'nin altındaki konut kira geliri ile mahkeme ve icra yoluyla yapılan konut ve işyeri kira gelirine ilişkin tahsilatlar Tebliğle getirilen zorunluluk kapsamına girmediği, öte yandan aynî olarak yapılan söz konusu ödemelerin bu zorunluluk kapsamında olmadığı belirtilmiş olup sağlıkla ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu nedenle, sağlık sorunu olan mükellefin kira gelirlerine ilişkin olmak üzere bankada hesap açtırmak için eşine (noter eve çağrılmak suretiyle) vekalet vermesi mümkündür.
SORU 12) Ortak mülkiyete konu taşınmazların kiraya verilmesi halinde kira ödemelerinde tevsik zorunluluğu nasıl yerine getirilecektir?
CEVAP 12) Konutlarda, her bir konut için aylık 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin, işyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerinin 01.11.2008 tarihinden banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunludur. Ortaklık halinde sahip olunan konutlarda, bir hissedara düşen miktar 500 TL'nin altında kalsa bile, kiraya verilen konutun kira bedeli 500 TL ve üzerinde ise, işyerlerinde miktarına bakılmaksızın kira bedeli banka ya da PTT aracılığıyla mümkünse hissedarların ortak hesabına, mümkün olmaması halinde ortaklardan birinin hesabına yatırılacaktır.
Ancak, işyeri/konut aylık kira bedellerinin ortaklardan biri adına açılan hesaba yatırılması durumunda ödemeye ilişkin düzenlenecek dekontun açıklama kısmında hissedarların isimleri ile kira ödemesi olduğunun belirtilmesi gerekmektedir.
SORU 13) Kira tahsilâtının çek ile yapılması halinde, tevsik şartı yerine getirilmiş sayılır mı?
CEVAP 13) Kira tahsilâtının çek ile yapılması halinde;
-Çeki düzenleyen kiracının kendi çeki olması durumunda bankadan tahsil edilmesi halinde,
-Çeki düzenleyen kiracının dışında başka bir müşteri çeki olması durumunda ise kiracı tarafından ciro edilerek bankadan tahsil edilmesi halinde,
tevsik şartı yerine getirilmiş sayılır.
SORU 15) Yapılan sözleşme gereği müvekkilleri adına kira toplanması halinde vekâletnameye dayanılarak kendi adlarına bankada hesap açtırılmasının ve bu kapsamda toplanan paraların her ay mal sahiplerinin hesaplarına aktarma yapılması halinde tevsik zorunluluğu yerine getirilmiş olur mu?
CEVAP 15) Mülk sahipleri tarafından avukatların kira bedellerini tahsile yetkili kılınması (vekil tayin edilmesi) halinde vekil tayin edilen avukatın banka hesabına kira ödemesinin yapılması mümkün olup, ödemeye ait bankada düzenlenen dekontun açıklama kısmında mülk sahibinin ismi ile kira ödemesi olduğunun belirtilmesi, bu şekilde vekil adına banka hesabına yatan söz konusu paraların mülk sahiplerine aktarılırken yine banka veya Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınmak suretiyle yapılması gerekmektedir.
H-MENKUL SERMAYE İRATLARI :
SORU 1) Kıdem tazminatının ücretliye geç ödenmesi nedeniyle oluşan gecikme faizi üzerinden tevkifat yapılır mı?
CEVAP 1) Geciken kıdem tazminatı alacağı üzerinden hesaplanacak faiz gelirlerinin Gelir Vergisi Kanunu’nun 75/6. maddesine göre alacak faizi olmasından dolayı (Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde sayılan vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratlar arasında yer almamasından dolayı) tevkifat yapılmaması gerekmekte olup, elde edilecek faiz gelirinin (2008 yılı için) 960.-TL’yi aşması durumunda menkul sermaye iradı olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
SORU 2) Dar mükellef gerçek kişilerin Türkiye’de elde ettikleri mevduat faizlerinde uygulanan tevkifat oranı nedir ve bu faiz geliri için beyanname verilecek midir?
CEVAP 2) Hayır.
01.01.2006 tarihinden itibaren Türkiye’de Yabancı Para veya Yeni Türk Lirası/Türk Lirası mevduat hesaplarından elde edilen faiz gelirleri için bankalar tarafından %15 oranında tevkifat yapılacak olup bu gelirler için yıllık beyanname verilmeyecek, diğer gelirler dolayısıyla beyanname verilse dahi bu gelirler beyana dahil edilmeyecektir.
SORU 3) Aynı türden menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından doğan kazancın toplamının zararla sonuçlanması halinde kar edilmiş olan ve yine aynı türden olan kıymetlerden Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesi kapsamında kesilen vergiler ile zararın iadeye konu edilmesi mümkün müdür? (İHTİYARİ BEYAN)
CEVAP 3) Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından doğan kazançlar üzerinden GVK’nun Geçici 67. maddesi uyarınca yapılacak tevkifat nihai vergileme olup mükellefler tarafından bu kazançları için takvim yılı itibarıyla yıllık beyanname verilebileceği gibi beyan edilen gelirden, aynı türden menkul kıymetler için yıl içinde oluşan zararların tamamının mahsup edilebilecektir.
İhtiyari olarak verilen bu beyannamede mahsup edilen zararlar izleyen takvim yılına devredilemeyeceği gibi, beyan edilen gelir üzerinden % 15 (22/07/2006 tarih ve 2006/10731 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı 23/07/2006 tarihinden itibaren % 10) oranında vergi hesaplanacağı, hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif edilen vergilerin mahsup edileceği ve mahsup edilemeyen tutarın genel hükümler çerçevesinde red ve iade edilecektir.
Söz konusu beyan, takvim yılı içerisinde mahsup edilemeyen zararların ihtiyari beyan yoluyla mahsup edilebilmesi ve böylece Geçici 67’nci madde kapsamında tevkif edilen vergilerin mahsup ve iadesine ilişkin olup, buna ilişkin beyanname de, esas itibariyle Gelir Vergisi Kanunu’nun 92’nci maddesinde belirtilen yıllık gelir vergisi beyannamesinin beyan süresine ilişkin hükümlerine tabi bulunmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, söz konusu beyan ihtiyari olup, bu imkândan yararlanmak için ihtiyari beyanın kanuni süresinde yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla kanuni süresi geçtikten sonra verilen beyannamelere dayanılarak işlem yapılması söz konusu değildir.
SORU 4) Süresinde ihtiyari beyanname ile beyan edilmeyen tevkifatların mahsup ve iadesi mümkün müdür?
CEVAP 4) Hayır. Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67’nci madde kapsamında tevkifata tâbi tutulan kazançlar üzerinden tevkif yoluyla ödenen vergilerin mahsup ve iadesinin ihtiyari beyanname üzerinden 252 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde yapılması mümkün olup, söz konusu beyannamenin ihtiyari bir beyanname olmasından bahisle kanuni süresi içerisinde verilmesi gerektiği tabiidir.
Dolayısıyla, kanuni süresi geçtikten sonra verilen beyannamelere dayanılarak işlem yapılması söz konusu değildir.
SORU 5) Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız Türkiye’de elde ettiği menkul sermaye iratları için gelir vergisi beyannamesi verecek midir?
CEVAP 5) Çalışma veya oturma izni alarak altı aydan daha fazla bir süredir yurt dışında yaşamakta olan Türk vatandaşları, Türkiye’de elde ettikleri vergi kesintisine tabi menkul sermaye iratları için tutarı ne olursa olsun beyanname vermeyeceklerdir.
Bu vatandaşlarımız Türkiye’de elde ettikleri ve vergi kesintisine tabi tutulmamış menkul sermaye iratları için beyanname vereceklerdir.
K-DİĞER KAZANÇ VE İRATLAR :
SORU 1) Gayrimenkullere ilişkin ortaya çıkan değer artışı kazancının hesaplanmasında, ilk iktisap tarihi olarak hangi tarih dikkate alınacaktır?
CEVAP 1) Gayrimenkullerin iktisap tarihinden itibaren 5 yıl (01/01/2007 tarihinden önce iktisap edilmiş olması halinde 4 yıl) içinde elden çıkarılmasından doğan kazanç değer artışı kazancı olarak vergilendirilecek olup, gayrimenkullerin kat irtifaklarının tapuda tescil edildiği tarih veya tapuda tescil tarihinden önce fiilen kullanıma bırakıldığı tarihin ilk iktisap tarihi olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Ancak, söz konusu gayrimenkulün ticari işletmeye dahil edilmiş olması halinde, gayrimenkulün elden çıkarılmasından doğan kazancın ticari kazanç sayılacağı ve bu kazanç için ticari kazanç hakkındaki hükümlerin uygulanacağı tabiidir.
SORU 2) Nev’i değişikliği halinde şirket ortaklık paylarının gerçek kişi sahiplerince elden çıkarılmasında ilk iktisap tarihi olarak hangi tarih dikkate alınması gerekmektedir?
CEVAP 2) 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu açısından şirketlerde nev’i değişikliği devir hükmünde olup, “limited” şirket statüsüne sahip olan tüzel kişiliğin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20’nci maddeleri kapsamında nevi değişikliği yaparak “anonim” şirkete dönüşmesi halinde, devir nedeniyle ortaklarına verilen hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak nev’i değiştiren limited şirketin sermayesine iştirak edilen tarihin dikkate alınması gerekmekte olup ortakların nevi değişikliği tarihinden sonra nevi değişikliğinden kaynaklanan “anonim” şirket hisselerini elden çıkarmaları halinde bu satıştan elde edecekleri kazancın değer artış kazancı kapsamında ilk iktisap tarihi ile değerlendirilmesi gerekmektedir.
SORU 3) Bedeli tapu sicilinde düşük gösterilen gayrimenkulün elden çıkarılmasında, gerçek kişilerce elde edilen değer artış kazancı nasıl hesaplanacaktır?
CEVAP 3) İktisap ettiği gayrimenkulün 5 yıldan daha az bir sürede satılması halinde bu satıştan elde edilecek gelir (gerçek satış bedeli), “değer artışı kazancı” kapsamında olup, söz konusu gayrimenkulün elden çıkarılması karşılığında alınan tutar ile iktisap bedeline elden çıkarılan ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsü’nce belirlenen üretici fiyatları genel endeksindeki (ÜFE) artış oranı uygulanması suretiyle bulunacak maliyet bedeli ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacak tutar arasındaki farkın 6.800 TL’yi (266 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 01.01.2008 tarihi itibarıyla tespit edilen tutar) aşması halinde aşan kısmın vergiye tabi olması ve yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
SORU 4) Kollektif şirketin limited şirkete dönüşmesinde elde edilecek ortaklık paylarının vergilendirilmesi gerekir mi?
CEVAP 4) Kollektif şirketin Gelir Vergisi Kanunu’nun 81’inci maddesinin 3’üncü bendi uyarınca, bilançosunun aktif ve pasifiyle bütün halinde limited şirkete dönüşmesi, şirketin bilançosuna aynen geçirilmesi ve kollektif şirket ortaklarının limited şirketten dönüşüm bilançosuna göre hesaplanan özsermaye tutarında ortaklık payı alması durumunda bu dönüşüm nedeniyle değer artışı kazancı hesaplanmayacak ve vergileme yapılmayacaktır. Ancak, bu şartlar dahilinde gerçekleşmeyen dönüşüm işlemi sonucunda oluşacak değer artışı kazancının vergilendirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, bu devirle ilgili olarak sermaye şirketine ayni sermaye olarak konulacak aktif kıymetlerin (makine, tesisat, demirbaş, emtia, menkul ve iptidai madde gibi) Türk Ticaret Kanunu'nun 293 ve 311’inci maddeleri uyarınca mahkemece tayin edilecek bilirkişi tarafından yeniden değer biçildiği ve bu yeni biçilen değerler ferdi işletmenin bilançosunda yer alan aktif kıymetlerin kayıtlı değerinden yüksek olduğu takdirde söz konusu iktisadi kıymetlerin mukayyet değerleri ile mahkemece tayin edilen bilirkişi tarafından biçilen farkın, kar ve zararın tespiti sırasında göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Ferdi işletme sahipleri ise bu şekilde hesaplanan kazancı adlarına verecekleri yıllık gelir vergisi beyannamesinde ticari kazanç olarak beyan edeceklerdir.
SORU 5) Satın alınan bir arsanın kat karşılığı müteahhide verilmesi ve kat karşılığından elde edilen bağımsız gayrimenkullerin ayrıca satışa konu edilmesi halinde değer artış kazancı açısından vergileme nasıl olacaktır?
CEVAP 5) Satın almak suretiyle iktisap edilen arsanın kat karşılığı müteahhide teslimi ile arsa karşılığı edinilen gayrimenkullerin iktisabını takiben elden çıkarılmasının ayrı teslim ve satış işlemi olarak değerlendirilmesi gerekeceği gibi,
1-Arsanın kat karşılığı müteahhide tesliminde bir ivaz karşılığı devir söz konusu olacağından değer artış kazancının uygulanmasına esas beş yıllık (01/01/2007 tarihinden önceki edinimler için dört yıl) sürenin tespitinde arsanın iktisap tarihi ile müteahhide teslimi sonrası inşa edilecek olan bağımsız gayrimenkullerin arsa sahibine fiilen teslim veya tapuya tescil tarihi arasındaki sürenin dikkate alınması gerekecektir. Bu ivaz karşılığı devirde değer artış kazancından söz edilmesi halinde, arsa karşılığı iktisap edilen bağımsız gayrimenkullerin değerinden arsanın endekslenmiş maliyet bedeli ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve arsa sahibinin uhdesinde kalan giderler ve ödenen vergi ve harcamaların indirilmesi suretiyle bulunacak kazancın değer artış kazancı kapsamında değerlendirilmesi,
2-Müteahhitten devir alınan bağımsız gayrimenkullerin tapuya tescil veya fiilen teslim suretiyle iktisaptan sonra beş yıl (01/01/2007 tarihinden önceki edinimler için dört yıl) içerisinde bir tanesinin bir defaya ait olmak üzere bir kişiye veya birden fazlasının bir defada aynı kişiye satılmasında satış bedeli ile söz konusu bağımsız gayrimenkul veya gayrimenkullerin artırılmış maliyet bedeli arasındaki farkın ilgili yıl için tespit edilen haddi aşması halinde aşan kısmın değer artış kazancı olarak beyannameyle beyan edilmesi,
Ancak, söz konusu bağımsız gayrimenkullerin birden fazla olması ve aynı kişiye farklı tarihlerde veya farklı kişilere aynı tarihte satılması veya birbirini izleyen yıllarda satılması gayrimenkul alım-satım işiyle uğraşıldığına karine teşkil edeceğinden, elde edilecek gelirin ticari kazanç olarak değerlendirilmesi gerekeceği gibi, bu durumda gayrimenkullerin
III-SONUÇ :
Gelir Vergisi Kanunu’nun uygulamasına yönelik olarak ortaya çıkan ve özellik arz eden hususlar Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen gelir unsurları itibariyle çok ayrıntıya girmeden soru-cevap şeklinde kısaca açıklanmaya çalışılmıştır.