7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un piyasayı doğrudan ilgilendiren önemli maddeleri var. Kanunun en önemli düzenlemelerinden birisi gider pusulasıyla ilgili yapılan değişiklikler. İşin içinde olmayanların pek de aşina olmadığı ancak ticaretle uğraşan birçok kişinin yakından tanıdığı bu belge, çok uzun zamandır vergi belge sisteminin iskeletini teşkil ediyor. Bu nedenle öncelikle gider pusulasına ve bu belgeyle ilgili yaşanan sorunlara kısaca değinip, kanunla getirilen düzenlemeleri anlatalım.
Nedir bu gider pusulası?
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre aksine hüküm olmadıkça, aynı kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan işlemlere ait kayıtların belgeye dayanması mecburidir. Başka bir deyişle defter tutan tüm mükellefler, her bir muhasebe kaydını bir belgeye dayandırmalı. Özellikle gider ve maliyet kayıtlarının dayanağı mutlak surette muteber bir belge olmalıdır.
Kanuna göre gider pusulası, tüccarlar ve serbest meslek erbabı (işletmeler) tarafından vergiden muaf esnaftan alınan mal ve hizmetler için düzenlenip bu esnafa verilen bir belgedir. İşletmeler vergiden muaf esnaftan satın aldığı mal ve hizmetleri bu belge sayesinde ispatlar, kayıtlarına gider ve maliyet olarak yansıtır. Vergiden muaf esnafın belge düzenleme zorunluluğu olmadığından esasen bu pusula işletmeler açısından çok önemli bir görevi ifa eder.
Sürekli mükellefiyeti bulunanlar arasındaki mali ilişkilerin belgelendirilmesi kolaydır. Genellikle fatura ve benzeri belgelerin düzenlendiği bu ilişki biçiminde gider ve maliyetler bu belgelerle ispatlanabilir. Ancak mükellef olanla mükellef olmayan arasındaki ekonomik aktivitenin ispatlanması çok da kolay olmamaktadır. Bunun sebebi mali sistemin mükellef olmayana belge düzeniyle ilgili herhangi bir ödev yüklememesidir.
Vergi mükellefi olmayanlardan alınan mal ve hizmetlerin belgelendirilmesinde yaşanan bu sıkıntılar nedeniyle Gelir İdaresi Başkanlığı, tebliğ ve özelgelerle gider pusulasının kapsamını zaman içerisinde genişletmiştir. İdare verdiği birçok görüşte vergi mükellefi olmayanlardan veya arızi olarak serbest meslek faaliyeti icra edenlerden alınan mal ve hizmetler için gider pusulası düzenlenmesi gerektiğini söylemiştir. Yine tebliğ düzeyinde yapılan düzenlemeye göre, nihai tüketicilerin satın aldığı malların bu kişilerce iade edilmesinde işletmeler tarafından gider pusulası düzenlenmesi gerekir.
Gider pusulası düzenlememenin sonuçları
Gider pusulasının, verilmemesi ve alınmaması halinde bu belgeleri düzenlemek ve almak zorunda olanların her birine, her bir belge için 380 Türk Lirası’ndan aşağı olmamak üzere pusulaya yazılması gereken tutarın %10’u oranında özel usulsüzlük cezası kesilir. Bir takvim yılı içinde kesilecek cezanın üst sınırı ise 190 bin Türk lirasıdır. Örneğin 200 bin TL’lik mal alımı için gider pusulası düzenlenmesi gerekirken düzenlenmezse hem alıcı hem de satıcıya 20 bin TL ceza kesilir.
Gider pusulasının daha da önemli sonucu, belge düzenlenmediğinden bu belgeye konu gider ve maliyetin İdare tarafından kabul edilmemesidir. Bu durum, mali karlılığın fiktif olarak daha yüksek çıkmasına ve daha yüksek bir vergi matrahına neden olur.
Gider pusulasında imza meselesi
Gider pusulasında kanun gereği işi yapan veya malı satanın imzasının olması zorunludur. Vergi güvenliği açısından savunulabilecek bu durum, iş modellerinin son derece geliştiği, internetin sistemin merkezinde olduğu ve iş hacimlerinin genişlediği bir dünyada sürdürülemez hale gelmiştir.
Özellikle vergi mükellefi olmayanlarla sıkı ilişki içerisinde olan firmalar açısından operasyonel zorluk çıkaran bu durum, vergi güvenliğini sağlamaktan ziyade bu güvenliği zedelemeye başlamıştır. İmzasız gider pusulaları, başkasının imzasıyla üretilen pusulalar veya hiç gider pusulası düzenlenmemesi piyasanın ürettiği alternatif çözümlere örnek olarak verilebilir.
Kanunla getirilen yenilikler
7338 sayılı Kanun’la gider pusulasıyla ilgili üç önemli değişiklik yapılmıştır. Birincisi, sadece vergiden muaf esnaftan değil, belge düzenleme zorunluluğu olmayan tüm kişilerden alınan mal ve hizmetler için gider pusulası düzenlenmesi gerektiğinin hüküm altına alınmasıdır.
İkinci önemli düzenleme, pusulanın mal ve hizmet alımından itibaren 7 gün içinde düzenlenmesi zorunluluğunun getirilmesidir. Kanunda fatura düzenlemesine ilişkin süre yer almakla birlikte gider pusulasıyla ilgili herhangi bir süre yoktu.
Üçüncü ve en önemli düzenleme bazı belgelerin gider pusulası yerine geçmesinin sağlanmasıdır. Buna göre bankalar, ödeme kuruluşları ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont, alındı vb.) ve kamu kurum ve kuruluşlarının kendi mevzuatları dahilinde düzenledikleri belgeler artık gider pusulası yerine geçecektir. Piyasadaki işlem akışlarını oldukça rahatlatacak düzenlemeyi son derece olumlu bulmaktayız.
Yeni durumu birkaç örnek vasıtasıyla açıklayalım.
Örnek: (A) A.Ş. esnaf muaflığından yararlananlardan sürekli olarak mal ve hizmet alımı yapmaktadır. Eski uygulamada şirket tüm alımları için gider pusulası düzenlemeli ve yaptığı stopajı bu pusula üzerinde göstermelidir. Yeni uygulamada, ödemelerin banka aracılığıyla yapılması durumunda düzenlenen dekont, gider pusulası yerine geçecektir.
Örnek: (B) A.Ş. galeri olarak faaliyette bulunmakta olup otomobil alımlarını vergi mükellefi olmayanlardan yapmaktadır. Eski uygulamada şirket yaptığı her bir alım için gider pusulası düzenleyip muhatabına imzalatmalıdır. Yeni uygulamada, bu alımlar karşılığında ödeme kuruluşlarından alınan dekont belgelendirme için yeterli olacaktır.
Örnek: (C) Ltd. Şti. nihai tüketicilere konfeksiyon ürünleri satmaktadır. Günlük satış hacmi 10.000 adet olup bunun %5’i firmaya iade edilmektedir. Eski uygulamada şirket her bir iade için gider pusulası düzenleyip imzalatmak zorunda olduğundan günlük 500 adet gider pusulasını ayrı ayrı düzenleyip tüketicilere imzalatmalıdır. Yeni uygulamada iadenin PTT aracılığıyla yapılması durumunda düzenlenen alındı gider pusulası yerine geçecektir.
Örneklerden de anlaşılacağı banka, ödeme kuruluşu ve PTT aracılığıyla yapılan ödemelerde gider pusulası problemi büyük ölçüde çözüme kavuşmuştur. Bu yeni durumun ticari hayatı rahatlatacağını ve işlem akışlarını hızlandıracağını bekliyoruz.
Gider pusulasıyla ilgili gözden kaçırılmaması gereken konular
1- Kanun gereği gider pusulasında yer alması gereken tüm bilgiler (emtianın/işin cinsi, miktarı, alıcı ve satıcının isimleri vs.) dekontta da mutlaka yer almalıdır. Zaman içerisinde pusulaya yazılması gereken bilgileri doldurmaya uygun alanların olduğu dekont formatının oluşturulacağını düşünmekteyiz. Ancak bu sağlanana kadar pusulaya yazılması zorunlu bilgilerin mutlak surette dekontların açıklama kısmına yazılması gerekiyor.
2- Banka, ödeme kuruluşu ve PTT aracı kılınmaksızın yapılan tüm ödemelerde klasik anlamdaki gider pusulası düzenlenmeye ve muhatabına imzalatılmaya devam edilecek. Yine para iadesi yapılmadığı tüm durumlar için gider pusulası düzenlenmesi gerektiğini unutmayalım.
3- Vergi Usul Kanunu’na göre belgelerin muhafazası zorunludur. Bu nedenle dekontların da pusulalar gibi ilgili olduğu yılı takip eden 5 yıl boyunca muhafaza edilmesi şart. Bu muhafazanın kâğıt ortamında yapılmasına gerek olmadığını, bununla birlikte pusula örneklerinin elektronik ortamda saklanması gerektiğini düşünmekteyiz.