Asgari ücret ve EYT gibi çalışma hayatını aylardır meşgul eden ve milyonlarca çalışanı etkileyen meseleler nihayet yıl bitmeden açıklığa kavuştu. Ancak yüksek enflasyon ortamında vatandaşın gelirini, dolayısıyla refah düzeyini etkileyen konular gündemde kalmaya devam ediyor. Bugünün gündeminde ise gelir vergisi tarifesi var.
Malûm olduğu üzere, özel sektörde ve kamuda maaş güncellemelerinin yapılacağı günleri yaşıyoruz. Asgari ücrete yapılan zam, bütün çalışanlarda ve emeklilerde yüksek oranlı zam beklentisini de artırdı. Yapılacak ücret zammının işletmelerin maliyetlerini artıracağını, bu durumun da genel maliyet düzeyini yükselterek enflasyona olumsuz etki edeceğini daha önceki yazımda ifade etmiştim. Ancak ücretlerin yüksek enflasyon karşısında eridiği ve çalışanların yaşam standartlarını zorladığı da bir gerçek. Bu yüzden gelir vergisi tarifesindeki rakam ve oranlar oldukça önemli. Zira ücret ödemeleri üzerinden yapılan vergi kesintileri, gelir vergisi tarifesindeki rakam ve oranlara göre yapılıyor. Ve bu tarife, işverenin ücretliden yapacağı vergi kesintisini, dolayısıyla çalışanın cebine girecek maaşın miktarını doğrudan etkiliyor.
Bakan Nebati Açıkladı
Gelir Vergisi tarifesindeki gelir rakamları her yıl yeniden değerleme oranında artırılıyor. Cumhurbaşkanı ise yeniden değerleme oranını %50 artırımlı veya indirimli olarak uygulatmaya yetkili. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yetkisini Motorlu Taşıtlar Vergisi zammı için kullandı. 2023 yılı için MTV zamları, yeniden değerleme oranının yarısı kadar artırıldı.
Bu arada; Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati de ücret gelirlerinde uygulanacak olan yeni Gelir Vergisi tarifesini Twitter hesabından duyurdu. Buna göre gelir vergisi tarifesindeki;
%15 vergiye tabi ücretlerin tutarı 32 bin liradan 70 bin liraya,
%20 vergiye tabi ücretlerin tutarı 70 bin liradan 150 bin liraya,
%27 vergiye tabi ücretlerin tutarı 250 bin liradan 550 bin liraya,
%35 vergiye tabi ücretlerin 880 bin liradan 1 milyon 900 bin liraya yükseldi.
Yıllık olarak, 1 milyon 900 bin liradan daha fazla gelir elde edenler ise %40 oranında gelir vergisine tâbi olacak. Böylelikle gelir vergisi dilimleri yeniden değerleme oranında, yani %122,9 oranında güncellenmiş oldu.
Vergide Adalet
Ücretlilerin beyanname vermeksizin stopaj yoluyla vergilendirilmesi, vergide adalet ilkesine aykırı bir durum olarak değerlendiriliyor. Şirketler, ticari kazanç sahipleri ve serbest meslek erbabı; 3’er aylık dönemler itibariyle beyanname vererek kazançları üzerinden vergi ödüyorlar. Oysa ücret gelirleri, vergi kesintisi yapılmak suretiyle aylık ve peşin olarak vergilendiriliyor. Bu durum aslında gelir vergisi mevzuatının kronik bir problemi olarak her zaman karşımıza çıkıyor.
Diğer yandan ücret gelirleri, artan oranlı gelir vergisi tarifesine göre yıl ortasında üst gelir dilimine giriyor. Böylece ücretlilerden yıl içinde peşin peşin daha yüksek oranda vergi kesintisi yapılıyor. Her yıl başında yapılan zamlarla birlikte ücret gelirleri artıyor. Ancak artan oranlı vergi tarifesi ve ücretten peşinen kesilen vergiler nedeniyle çalışanların refah düzeyi yıl içinde giderek bozuluyor. Bu nedenle, gelir vergisi tarifesinin enflasyon oranından daha yüksek bir oranla artmış olması son derece önemli. Ancak ücretin vergilendirilmesiyle ilgili olan kronik problemler varlığını koruyor. Bu problemlerin çözümü, yasa değişikliğinden geçiyor.
Yasa Değişikliği Gerektiren Talepler Var
Bu taleplerden birisi, vergi tarifesinin daha fazla kademeden, yani daha fazla dilimden oluşması. Mevcut durumda gelir vergisi oranları %15, %20, %27, %35 ve %40 olarak uygulanıyor. Oysa gelir vergisi tarifesinin ilk diliminin %10’dan başlatılması ve her bir dilim için %5’lik bir vergi artışı öngörülmesi, vergilemede daha adil sonuçlar doğurabilir.
Bir başka talep de gelir vergisi tarifesinin güncelleme dönemiyle alâkalı. Çalışanların geliri yıl içinde artarak kümülatif bir şekilde üst gelir dilimine giriyor. Temmuz ayında özellikle memur maaşlarına yapılan güncellemeyle, daha üst bir gelir dilimine ulaşılıyor. Bu suretle yıl içindeki ücret güncellemesinin çalışanın gelirine reel etkisi, oldukça sınırlı kalıyor. Vergi tarifesi ise yılbaşında belirleniyor ve yıl içinde bir daha değişmiyor. Oysa tarifedeki vergi dilimleri yıl ortasında güncellenerek çalışanların daha üst gelir dilimlerine ulaşması engellenebilir. Örneğin tarifenin Temmuz ayında güncellenmesi yoluyla, çalışanlar için daha öngörülebilir bir vergi yükü getirilebilir.
Hâli hazırda, Hazine ve Maliye Bakanlığı çok yönlü değişiklikleri ihtiva eden bir Torba Kanun çalışması yürütüyor. Bu seferki Torba Kanun’un gelir vergisi tarifesiyle ilgili köklü bir değişiklik yapmak adına önemli bir fırsat olabileceğini düşünüyorum.
Rakamlar Çok Büyük
2023 yılı bütçe tahminlerine göre toplam bütçe gelirleri 4,2 Trilyon Lira, vergi gelirleri ise 3,6 Trilyon Lira. Vergi gelirleri, bütçenin %85’ini oluşturuyor. Bu gelir miktarı çeşitli vergi türlerinden elde ediliyor. Sadece gelir vergisinden tahsil edilecek olan toplam para ise 500 Milyar TL olarak öngörülüyor. Vergi kesintisi yoluyla tahsil edilen gelir vergisi ise 458 Milyar TL. Yani, gelir vergisi tahsilatının %91’i işverenler tarafından kesilip vergi dairesine ödenen vergilerden oluşuyor.
Gelir vergisi kesintileri toplam bütçe gelirlerinin %10’undan fazlasını oluşturuyor. Yani görüldüğü üzere rakamlar oldukça büyük. Vergi kesintileri gelir vergisi tarifesindeki vergi dilimlerine göre yapıldığı için bu tarifedeki gelir dilimi rakamları sadece işverenler ve ücretliler için değil, bütçe rakamları açısından da hayati bir önem taşıyor. Gelir vergisi tarifesiyle ilgili olarak bütçe gelirini azaltıcı her yasal değişikliğin, çalışanların refah düzeyini artırırken, bütçeye de yük getirdiğini unutmamak gerekiyor.
2023 yılının ekonomimizde toparlanma ve yeniden atağa kalkma yılı olacağını ümit ediyor; yeni yılın başta Milletimiz olmak üzere tüm insanlığa sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini diliyorum