Bu günlerde en çok konuştuğumuz konu enflasyon düzeltmesi. İşletmeler 31.12.2023 bilançoları üzerinde enflasyon düzeltmesi yapmaya başladılar. Cari mevzuata göre geçici vergi dönemlerinde yani 31 Mart, 30 Haziran ve 30 Eylül bilançoları üzerinde de düzeltme yapılacak. Birçok işletmenin ve muhasebe bürosunun bu süreci nasıl yöneteceğini planlamaya çalıştığını gözlemliyoruz.
Biz de bu yazımızda geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılması gerekliliğini tartıştık.
Enflasyon düzeltmesi nasıl uygulanıyor?
Enflasyon düzeltmesi 2023, 2024, 2025 ve 2026 yılı (kesin değil) bilançolarında yapılacak. 2023 yılı için yapılacak enflasyon düzeltmesinde, bilançoda yer alan stoklar, duran varlıklar ve özkaynaklar gibi parasal olmayan kıymetler bir katsayı vasıtasıyla endekslenerek 31.12.2023 tarihindeki değerine getirilecek. Katsayı olarak 31.12.2023 üretici fiyat endeksi genellikle bu kıymetlerin envantere girdiği aydaki Yİ-ÜFE değerine bölünecek. Çıkan katsayı ile bilançodaki kıymetler çarpılacak. Ortaya çıkan değer bilançodaki kıymetin yeni değeri olacak. Örneğin bir gayrimenkulün maliyet bedeli/defterdeki değeri 1 milyon TL, düzeltme katsayısı 3,5 ise gayrimenkulün yeni değeri 3,5 milyon TL olacak.
Ortaya çıkan farklar üzerinden vergi ödenecek mi?
31.12.2023 bilançolarının düzeltilmesi sonucunda ortaya çıkan özkaynak artışı üzerinden vergi ödenmeyecek. Başta 2024 yılı olmak üzere diğer yıllar içinse bu sorunun tek bir cevabı yok. Bilançonun bileşimine ve kıymetlerin aktife giriş tarihlerine göre durum değişiyor.
Genel olarak aktifleri özkaynak yerine borçlanmayla finanse edilen işletmelerde düzeltme farkları vergi artışına yol açıyor. Tersi durumda yani aktiflerin yoğun olarak özkaynak ile finanse edildiği durumda düzeltme matrahı azaltıcı sonuç doğuruyor.
Geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi yapılacak mı?
Kanun ve tebliğe göre kapsamdaki tüm işletmeler geçici vergi döneminde de düzeltme yapmak ve vergi matrahının tespitinde düzeltme sonuçlarını dikkate almak zorunda. Banka ve finans kurumları da enflasyon düzeltmesi yapacak olmakla birlikte düzeltme farkları vergi matrahını etkilemeyecek. Sonradan kanunla getirilen bu düzenleme, enflasyon düzeltmesi sonucunda devletin vergi gelirlerinde artış beklediğini ortaya koymaktadır. Yani devlet enflasyon düzeltmesi uygulamasıyla geçici vergi dönemlerinde ilave gelir elde etmeyi beklemektedir.
Neden geçici vergi ödüyoruz?
Kamu harcamalarının finansmanın en önemli enstrümanı olan verginin devletin kasasına intikal etme zamanı önemlidir. Kamu harcamaları bütün bir yıla sirayet etmekle birlikte harcama dönemlerinde yeterli kaynak yoksa bu giderler borçlanmayla finanse edilmektedir. Borçlanmanın da bir kapasitesi olduğundan devlet, takvim yılı içerisinde düzenli vergi gelirine ihtiyaç duyar.
Öte yandan enflasyonist dönemlerde paranın değeri hızlı bir şekilde düştüğünden tahakkuk eden/doğan verginin bir an önce tahsili kamu açısından önemlidir.
İşte bu nedenle kurumlar vergisi mükellefleri ile tüccarlar ve serbest meslek erbabı, câri vergilendirme döneminin gelir/kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere üçer aylık kazançları üzerinden peşin/geçici vergi öder.
Burada amaç nihai vergi ödenene kadar peşin bir tutarın önceden tahsil edilmesidir. Elbette ödenen geçici vergiler nihai vergiden indirilir.
Geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapılması şart mı?
Bütçe Kanunu’na göre 2024 yılında yaklaşık 1,3 trilyon TL kurumlar vergisi tahsil edilecektir. Bu tahsilatın yaklaşık 1 trilyonu geçici vergi yoluyla yapılacaktır. Başka bir deyişle kurumlar vergisi mükelleflerinin neredeyse yüzde 80’i yıllık vergilerini geçici vergi vasıtasıyla ödemektedir. Gelir vergisi mükelleflerinden tahsil edilen geçici vergi ise bütçe gelirlerinde önemsiz bir tutara tekabül eder (Yaklaşık 20 milyar TL).
Şimdi de 2022 yılı vergi tahsilat rakamları ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 3 Ocak 2023 tarihinde duyurulan vergi rekortmenleri listesine bakalım. Duyuruya göre 2022 yılında 590 milyar TL kurumlar vergisi tahakkuk etmiştir. 2022 yılı rekortmenler listesine baktığımızda bu tutarın yaklaşık 250 milyar TL’si ilk 100 mükellef tarafından beyan edilmiştir. Açıklanan listenin ilk 13 sırasını bankalar oluşturmaktadır. Bunların beyan ettiği vergi yaklaşık 160 milyar TL’dir. Tahminimize göre kurumlar vergisinin yaklaşık yüzde 90’ı ilk 500 mükellef tarafından beyan edilmektedir. Yani 1,1 milyon kurumlar vergisi mükellefinin ilk 500’ü verginin çok büyük bir kısmını geçici vergi olarak ödemektedir.
Demek ki geçici vergi döneminde tahsil edilen kurumlar vergisinin yüzde 90’ı 500 -1.000 civarında mükellef tarafından beyan edilip ödenmektedir. Bu nedenle 1 milyondan fazla mükellefin tamamının enflasyon düzeltmesi yapmasının, ilave vergi geliri elde etme amacına katkısı pek yoktur.
Yıl içinde bilanço çıkarmak
Enflasyon düzeltmesi bilanço üzerinde yapılan bir çalışmadır. Maliye enflasyon düzeltmesi yapılması amacıyla geçici vergi dönemlerinde de bilanço çıkarılmasını istemektedir.
Vergi Usul Kanunu’nun 192. maddesine göre bilanço, şirket envanterinde gösterilen kıymetlerin tasnifli ve karşılıklı olarak değerleri itibariyle tertiplenmiş özetidir. Bilanço günü hesap dönemi sonudur.
Kanunun 186. maddesine göre envanter çıkarmak, bilanço günündeki, yani hesap dönemi sonundaki, mevcutları, alacakları ve borçları saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmektir.
Kanuna göre göre bilançonun iki önemli özelliği vardır. Birincisi hesap dönemi/yıl sonu itibariyle çıkarılması, ikincisi kaydi olmaması yani fiziki kesinlik içermesidir. Bu nedenle bilanço çıkarılırken sayımlar yapılmakta, yansıtma kayıtları atılmakta ve cari hesaplarda mutabakat sağlanmaktadır. Yıl içerisinde tüm bu işlemleri yapmak yorucu ve zordur, ayrıca uzun zaman almaktadır.
Nitekim bu nedenle bakanlık tarafından geçici vergi matrahının hesaplanmasında dönem sonu mal mevcutlarının kaydi olarak tespit edebilme imkânı verilmiştir (217 Seri No.lu GVK Tebliği).
Öte yandan bilanço usulünde defter tutan birçok işletmenin defterleri muhasebe bürolarında tutulmaktadır. Bu bürolar onlarca hatta yüzlerce işletmenin defterlerini tutmakta, beyannamelerini vermekte ve bilançolarını hazırlamaktadır. Faturaların toparlanması, mutabakatların yapılması, kayıtların oluşturularak beyanların verilmesi bile çok ciddi emekler sonunda ve çoğunlukla son günlerde bitirilmektedir. Buna ilave olarak kapsamlı ve teknik düzenlemeler içeren enflasyon düzeltmesinin yapılması piyasayı oldukça zorlayacaktır.
Ne yapılabilir?
2003-2004 yıllarında yapılan enflasyon düzeltmesi uygulamasında ilk önce dileyen mükelleflerin, 2004 yılının ilk geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi yapmayabileceği açıklanmıştı.
Daha sonra kanunda yapılan değişiklikle, 31/12/2003 tarihi itibariyle aktif toplamı 7,5 trilyon TL’yi veya hesap dönemine ait ciroları toplamı 15 trilyon TL’yi aşmayan mükelleflerin, dilemeleri halinde (31/12/2003 tarihli bilançoları da dahil olmak üzere) 2004 yılına ilişkin geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmayabilecekleri hükme bağlandı.
Başka deyişle iki limiti de geçen mükelleflerin 2004 yılına ilişkin geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmaları zorunlu hale getirildi.
Bu rakamları bugünkü değerine getirelim. 2003/Aralık- 2023/Aralık arasında üretici fiyat endeksi yaklaşık 25 kat, tüketici fiyat endeksi 18 kat artmıştır. Bu durumda üretici fiyat endeksi hesaplamasına göre 2023 yılında aktif toplamı 190 milyon TL veya net satışları toplamı 380 milyon TL’den aşağı olanların enflasyon düzeltmesi yapması ihtiyari bırakılabilir. Tüketici fiyat endeksinden yola çıkarsak bu hadler sırasıyla 135 milyon TL ve 270 milyon TL olmaktadır.
Bizce 2003 yılı aktif toplamı 150 milyon TL ve net satışları toplamı 300 milyon TL (birlikte) olmayan işletmeler enflasyon düzeltmesine yapma konusunda serbest bırakılabilir. Gelir vergisi mükelleflerinin ise bize göre geçici vergi döneminde düzeltme yapmasına gerek yoktur.
Sonuç olarak
Yukarıda bahsettiğimiz gerekçelerle belli hadlerin altında kalan işletmelere geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapması konusunda ihtiyarlık tanınabilir. Böyle bir tercihte bulunulması devletin öngördüğü ilave vergi geliri artışı hedefine ket vurmayacağı gibi piyasada ciddi bir rahatlamaya da neden olacaktır.