Hafta sonuna, sarsıcı bir son dakika gelişmesiyle giriş yaptık. Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan, kendi sosyal medya hesabı üzerinden görevi bırakma talebinde bulunduğunu açıkladı. Görevinde henüz 8 ayını doldurmadan bu kararı alması, hepimizi şaşırttı.
Ancak her şey çok hızlı cereyan ediyordu. Bu hızlı değişim rüzgarında, yeni başkanın ataması hiç vakit kaybetmeden yapıldı. Adeta “şimşek” hızıyla, sadece 2-3 saat içerisinde yeni başkan göreve geldi.
Meğerse, bu değişiklik, başta düşündüğümüz kadar ani ve acil bir durum değilmiş. Mehmet Şimşek, yeni Merkez Bankası başkanı olarak Fatih Karahan'ı önermiş, ve bu öneri, sayın Cumhurbaşkanımıza sunulmuş bile.
Yani, devam eden ekonomi politikasının bir parçası olarak gördüğümüz Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Fatih Karahan ile yola devam etme kararı, aslında bir süre öncesinden planlanmış.
Onu Mehmet Şimşek Getirmişti
Gaye Erkan'ın Merkez Bankası Başkanı olarak atanması, kamuoyunda büyük bir merak uyandırmıştı. Kimdi bu Gaye Erkan? Hızla yükselen kariyeri, genç yaşta aldığı bu büyük sorumluluk... Herkesin dilindeydi.
Ama unutmayalım, bu tercihin arkasında Mehmet Şimşek vardı. Cumhurbaşkanının ekonomiyi emanet ettiği, ekonominin başına geçmesi için defalarca görüşüp sonunda ikna ettiği Mehmet Şimşek…
Mehmet Şimşek sadece ülkemizde değil bütün dünyada kariyeriyle kabul görmüş bir isim. Başarılı olsun veya olmasın; O ve ekibi, kariyer ve liyakati temsil ediyor.
O geldiği zaman kamuoyunda, ekonomimizin liyakatli bir ekip tarafından yönetileceği izlenimi, hâkim oldu. Yerli ve yabancı finans çevreleri de bu olumlu mesajı aldı. Gaye Erkan da bu takımın önemli bir parçasıydı.
İletişimin Önemi
Türkiye’de siyaset yapmak, bakan olmak, başkan olmak, üst düzey görevler almak; ateşten gömlek giymek demektir. Görevini layıkıyla yapmak için gerekli teknik donanımdan çok daha fazlasına ihtiyacınız vardır. En çok dikkat etmeniz gereken konu ise iletişimdir.
İyi bir iletişimci olmanız gerekir. Anlatamazsanız, yaptıklarınızın bir kıymeti kalmaz. İmajınız, icraatlarınız, her an eleştirilere açıktır. Görevinizin başarısı bazen geri planda kalabilir. Yabancı dil bilginiz, giyim tarzınız, sosyal çevreniz, aile hayatınız... Her şey mercek altındadır.
İşinizi iyi yapmanın yanında, birçok başka dengeyi de yönetebiliyor olmanız gerekmektedir.
Bunlar bu memleketin herkes için geçerli olan gerçekleri…
Peki ya Gaye Erkan bu gerçekleri kavrayabilmiş miydi?
Son dönemdeki haberler ve bunlara karşı takınılan tavır, bu soruya maalesef olumsuz bir yanıt vermemize yol açıyor. İletişim sürecinin iyi yönetilememesi, belki de bugün bulunduğumuz noktaya gelmemize neden oldu.
Başarılı bir başkan mıydı diye sorarsanız, adil bir yanıt vermek güç. Görev süresi, bu sorunun cevabını vermek için yeterli değildi.
Para Politikasında İletişimi ve Beklentileri Yönetmeniz Gerekir
Evvela şunu söylemek gerekir ki; para politikası, piyasa katılımcılarının beklentileri üzerinden işler. Bu beklentiler, tüketici harcamaları, yatırım kararları ve fiyat belirleme davranışlarını etkiler. O nedenle beklentileri iyi yönetmek gerekir.
Sonra, olabildiğince şeffaf ve tutarlı bir iletişim stratejisi izlemek gerekir. Sağlıklı bir iletişim, piyasa spekülasyonlarını ve volatiliteyi azaltmaya yardımcı olur.
Zira her şey her zaman güllük gülistanlık olmayacaktır. Bazen hiç hesap edemediğiniz dinamikler devreye girip, ekonomiyi krize sürükleyebilir. İşte böyle durumlarda, piyasa güvenini sürdürmek ve finansal istikrarı korumak için; kamuoyuna doğru, hızlı ve güvenilir bilgiler vermek gerekir.
Kriz ve süreç yönetimi çok önemlidir.
Başarılı bir para politikası için olmazsa olmaz koşullardan bir tanesi de, kamuoyu güvenini ve desteğini sağlamaktır. Bu güven ve destek ancak açık ve etkili bir iletişimle sağlanır.
Yeni Başkan İletişimi Nasıl Yönetmeli?
Fatih Karahan çok önemli bir göreve getirildi. Ne olursa olsun, “bu işin başında Cumhurbaşkanı var, Mehmet Şimşek var, zaten Merkez Bankası Başkanı’nın bir etkisi olmaz” diyemeyiz.
Başkan, yaptıklarıyla üst yönetimi desteklemeli, elini güçlendirmeli. Bunu yaparken en önemli aracı yine iletişim olacak elbet.
Şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik... Yeni Başkan iletişimde bu ilkelere sıkı sıkıya bağlı kalmalı. Medyayı amacına uygun kullanmalı, kamuoyunu arkasına almalı.
Söylemlerde ani değişiklikler veya tutarsızlıklar piyasalarda belirsizliğe ve istikrarsızlığa yol açabilir. Söylemlerinde tutarlı olmalı.
Merkez bankası başkanı, öngörülebilir olmalı. Piyasaların merkez bankasının gelecekteki adımlarını öngörebilmesine olanak tanımalı, ipuçları vermeli.
Merkez Bankası Başkanı; piyasa katılımcıları, politika yapıcılar ve kamuoyundan gelen geri bildirimleri dikkate almalı ve gerektiğinde iletişim stratejisini buna göre ayarlamalı.
Mesela Şahap Bey'in zamanında, politikaları epey tartışma konusu olmuştu. Ama hafızalara kazınan şey, bir toplantıda, kredi faizlerinin yüksekliğinden dert yanan bir sanayiciye verdiği “Alma abi” yanıtı oldu. Bu, gerçekten talihsiz bir iletişim kazasıydı.
Yeni Merkez Bankası Başkanı, daha önce yapılan iletişim kazalarından ders alarak hareket etmeli.
Son olarak, yeni Merkez Bankası Başkanı, uluslararası işbirliğini memleketin lehine olacak şekilde çok iyi kullanmalı.
Zira küresel finans sisteminin entegre yapısı göz önüne alındığında, uluslararası arenada diğer merkez bankaları ve finansal kurumlarla işbirliği içinde olmak ve tutarlı bir iletişim politikası izlemek oldukça önemli.
Hayırlı Olsun!
Yeni Merkez Bankası Başkanı sayın Fatih Karahan’ı tebrik ediyor ve kendisine başarılar diliyorum. Yeni görevi hayırlı olsun.
Açıkçası ben bu atamanın, ekonomi politikalarımızda marjinal bir değişikliğe sebep olmayacağını düşünüyorum. Çünkü Fatih Karahan, Merkez Bankası'nın mevcut ekonomi politikasının önemli bir aktörü ve bir süredir Banka içindeki göreviyle tanınan bir isim. Yapılan atama, bu yönüyle politika sürekliliğinin bir göstergesi gibi duruyor.
Önümüzdeki günlerde neler olacağını hep birlikte göreceğiz.
Umarım bu görev değişikliği, ülkemizin ekonomik istikrarına olumlu katkılar sağlar ve geleceğe dair umutlarımızı yeşertir.
