Binek Oto Kiralamalarında Süreye Dikkat
COVİD-19 salgını, otomotiv sektörüne küresel çapta ağır bir darbe vurdu. Tedarik zincirinin bozulması ve çip krizi gibi nedenler, otomobil üretimi ve ticaretini oldukça olumsuz etkiledi. Bütün bunların yanına bir de araç talebindeki artış eklenince, gerek sıfır gerekse ikinci el araba fiyatları ciddi oranda artış gösterdi.
Bu süreçte birçok şirket, araç almak yerine en azından belli bir süre için araç kiralama yolunu tercih etti. Araçların aylık kira giderleri 2022 yılı için 8.000 liraya kadar gider yazılıp vergi matrahından düşülebiliyor. Ayrıca kiralanan araçların benzin ve bakım masrafları da %70 oranında gider yazılıyor, gider yazılamayan MTV yükü de filo şirketlerinde kalıyor. İşte bu yönleriyle kiralama yöntemi, araç almak için yeterli finansal güce sahip olmayan şirketler nezdinde popülaritesini iyice arttırdı.
Ancak kiralamanın süresi, bu vergi avantajlarının kullanılması açısından büyük önem taşıyor. Zira uzun süreli kiralamalar, finansal kiralama sayılabiliyor. Bunun da farklı vergisel sonuçları olabiliyor.
Süre Nedeniyle Finansal Kiralama Sayılma
Finansal kiralama, hem Finansal Kiralama Kanunu hem de Vergi Usul Kanunu’nda tanımlanmış. Bu tanım içerisinde yer alan kriterlerden herhangi birinin vâr olması, kiralama işlemine, finansal kiralama vasfı kazandırıyor. Bu kriterlerden birisi de, iktisadî kıymetin kiralama süresiyle ilgili bulunuyor.
Eğer kiralama süresi; iktisadî kıymetin ekonomik ömrünün %80'inden daha büyük bir bölümünü kapsıyorsa, o kiralama işlemi, finansal kiralama olarak kabul ediliyor.
Yâni sözleşme adının illâ finansal kiralama sözleşmesi olmasına gerek yok. Örneğin 5 yıllık ekonomik ömrü olan bir iktisadi kıymet 4 yıldan fazla süreyle kiralanıyorsa, o kiralama işlemi, finansal kiralama sayılıyor. Hatta aynı iktisadi kıymet önce 3 yıl ve sonra ilave 2 yıl daha kiralanırsa, Maliye; her iki sözleşmenin toplam süresini dikkate alıyor ve bu işlem, finansal kiralamadır diyor.
Binek Otolarda Normal Kiralama-Finansal Kiralama Farkı
Binek oto kiralamalarında; kira bedelleri, yakıt ve benzeri diğer masraflar kiracı şirket tarafından gider yazılıyor. Aracı kiralayan filo şirketi de bilançoya kayıtlı binek otomobil için 5 yıllık faydalı ömrü boyunca her yıl %20 oranında amortisman ayırıp, gider yazıyor.
Ancak finansal kiralamada işler böyle yürümüyor. Kiracı, kira bedellerini dönem gideri yazamıyor. Burada sadece finansal kiralama işlemine ilişkin finansman giderleri vergiden düşülebiliyor. Finansal kiralama, bir hak olarak bilançoya kaydediliyor ve kiracı, haklar hesabına kayıtlı tutar üzerinden amortisman gideri yazıyor.
Filo şirketi ise, aracın net aktif bilanço değerinden, kira ödemelerinin bugünkü değerinin düşülmesi sonucu oluşan tutarı, amortismana konu edebiliyor. Bu değerler de genelde birbirine eşit olduğu için çoğunlukla amortisman ayrılması söz konusu olmuyor.
Görüldüğü üzere normal kiralama ile finansal kiralamanın vergisel sonuçları oldukça farklı.
Finansal Kiralama Yerine Normal Kiralama Gibi İşlem Yapılırsa?
Binek otonun ekonomik ömrünün %80’inden uzun süreli bir kiralama yapıldığı halde, vergisel işlemler hataen normal kiralamadaki gibi yapılırsa, bunun hem kiracı için hem de filo şirketi için bazı olumsuz sonuçları var. Bunlar neler mi?
Öncelikle, kiracının gider yazdığı kira bedelleri Maliye tarafından reddedilir. Finansman giderine isabet eden ve vergiden düşülebilen gider kısmı da, dönemsellik gereği, geçmiş yıllara dönük gider yazılamaz. Kiracı, haklar hesabına kayıt yapıp amortisman ayırmamışsa, amortisman ayırmadığı yıllar için amortisman gideri de yazamaz. Kısacası, bir vergi müfettişi gelip de, bu işlem bir finansal kiralamadır derse, ardından vergi cezaları da gelecektir. Hani derler ya… Küllün zarar
Filo şirketleri de böyle bir durumda mağduriyet yaşayabilir. Çünkü bir müfettiş gelip de bu bir finansal kiralamadır derse, hata ile faaliyet kiralaması şeklinde işlem yapıldığı için, otomobilin kayıtlı değeri üzerinden ayrılan ve gider yazılan amortismanın tamamı reddedilir.
Mevcut Uygulama ve Maliye’nin Yaklaşımı
Mevcut durumda kiralama işlemleri için otomobilin amortismana tâbi faydalı ömrü dikkate alınıyor. Yani 60 ay (5 yıl) faydalı ömür dikkate alınarak, 48 aydan fazla kiralama yapılmamasına ve işlemin finansal kiralama sayılmamasına özen gösteriliyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta var. Aynı araç söz gelimi önce 36 ay ve hemen ardından 24 ay kiralandığında, Maliye kiralama sürelerini toplu olarak dikkate alıyor ve kiralama süresi nedeniyle, bu işlem finansal kiralamadır diyebiliyor. Ancak yakın zamanda Maliye, süreleri ilgilendiren çok önemli bir görüş yayımladı. Bu görüşten sonra kiralama işlemlerindeki vergisel uygulamaların ne olacağı ise belirsizliğini koruyor.
Faydalı Ömür, Ekonomik Ömür ve Maliye’nin Görüşü
Bir filo şirketi, Türkiye Otomotiv Sektörü 2. El Online Pazar Trend Raporuna göre kiralamaya konu araçların ekonomik ömrünün 10 yıldan fazla olduğunu belirtmiş ve sormuş: Ben buradaki süreyi ekonomik ömür olarak kabul edebilir miyim? Yoksa, binek otomobillerin amortismanı için öngörülen 5 yıllık süreyi mi ekonomik olarak dikkate almalıyım?
Vergi Usul Kanunu’na baktığımızda, finansal kiralama işlemleri için, amortismanda geçerli olan “faydalı ömür” tabirinin kullanılmadığını görüyoruz. Bunun yerine, “ekonomik ömür” ifadesi kullanılmış. Ekonomik ömür ise, bir iktisadi kıymetin ekonomik olarak kullanılabileceği dönemi ifade ediyor. Aslında burada bir nevi kullanım ömrü vurgusu yapılmış diyebiliriz.
İşte Maliye, filo şirketine verdiği cevapta, “faydalı ömrün” “ekonomik ömür”den farklı olabileceğini kabul etmiş. Ancak iktisadi kıymetlerin “ekonomik ömrü”nün “faydalı ömürden” nasıl ayrıştığı konusuna hiç girmemiş.
Peki Hangi Süre Esas Alınacak?
Finansal kiralamalardaki değerleme işlemleri için bütün vergisel düzenlemelerde “ekonomik ömür” kavramına yer veriliyor. Faydalı ömür kavramı ise, Vergi Usul Kanunu amortisman tebliğinde kullanılıyor. Ancak bir iktisadi kıymetin ekonomik ömrü, faydalı ömründen farklı olabiliyor ve Maliye tarafından verilen görüş de, bu ayrışmayı teyit ediyor.
Dolayısıyla bu bilgiler ışığında; bir kiralamanın, süre bakımından finansal kiralama olup olmadığı belirlenirken; amortisman uygulamasında kullanılan faydalı ömür kavramının esas alınmaması gerektiği kanaatindeyim. Faydalı ömürler dikkate alınarak yapılan kiralamalardaki bu mevcut yaklaşım, bundan sonra değişmeli ve ekonomik ömür kavramı merkeze alınmalı. Uygulama değişmeli diyoruz ama, şu soruyu da soruyoruz: Bir binek otomobilin ekonomik ömrünün ne kadar olduğu nerede yazıyor? Maliye, faydalı ömrü dikkate almayacaksa, ekonomik ömür olarak neyi dikkate alacak?
Örneğin, “Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği” adında bir Ticaret Bakanlığı yönetmeliği var. Bu Yönetmelikte, binek otomobil için 10 yıllık bir kullanım ömrü belirlenmiş. Kanaatimce burada, ekonomik ömür tanımında yer alan “bir iktisadi kıymetin ekonomik olarak kullanılabileceği dönem” kavramı da karşılanmış oluyor. Bu Yönetmelik; üretici veya ithalatçıların satış sonrası montaj, bakım ve onarım hizmetlerini vermek zorunda oldukları mallar ile herhangi bir üretici veya ithalatçıya bağlı olmaksızın faaliyette bulunan servis istasyonları tarafından yürütülen hizmetleri kapsıyor. Dolayısıyla bu Yönetmelik’te yer alan ekonomik ömürler; filo şirketlerinin, ithalatçı veya üreticiden aldıkları otomobiller için de geçerli olmalıdır diye düşünüyorum.
Bundan sonra bana göre; binek oto kiralamalarının süre bakımından finansal kiralama olarak sayılması için, Maliye tarafından amortisman süresi dikkate alınmamalıdır. Bu konuda, örneğin Ticaret Bakanlığı yönetmelikleri gibi diğer resmi düzenlemelerde yer alan ekonomik ömürler esas alınabilir.
Maliye Görüşünü Daha Da Netleştirmeli
Operasyonel araç kiralama sektörü gerçekten büyük bir sektör. İstatistiklere göre; 2022 yılının sadece ilk yarısı itibarıyla sektörün aktif büyüklüğü 65 Milyar TL’yi bulmuş durumda.
Binek otoların ekonomik ömürleri konusunda Maliye tarafından herhangi bir belirleme yapılmadığını ve “ekonomik ömrün” kaç yıl olduğuna ancak yorum yapmak suretiyle ulaşabildiğimizi hatırlatmak isterim.
Bu denli büyük bir sektörü çok yakından ilgilendiren bir konuda Maliye’nin görüşünü daha net bir şekilde ortaya koyması ve hatta bir yönlendirme yapması şart. Aksi takdirde operasyonel kiralama şirketleri, bu belirsizlikle ve önemli bir vergi riskiyle yaşamaya devam edecek.