Asgari ücret meselesi, EYT ile birlikte giderek memleketin en popüler gündem maddelerinden birisi haline geldi.  Konuyla ilgisi olan veya olmayan herkes bir beyanat veriyor, Twitter fenomenleri bile asgari ücret tahmininde bulunuyordu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu ve konunun tarafları defalarca toplandılar, teklifler yapıldı. Komisyon kararını vermek üzere. Kamuoyu önümüzdeki yıl uygulanacak asgari ücret miktarının açıklanmasını dört gözle bekliyor.

Peki nedir bu asgari ücret?

Asgari ücret esasen çalışanlara ödenebilecek en düşük ücret seviyesini ifade ediyor. Çalışanın rızası bile olsa asgari ücret altında maaş verilemiyor. İş Kanunumuza göre; Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen asgari ücretten daha düşük bir ücret ödenmesi durumunda, işverenler idari para cezası ile muhatap olmak durumunda.

Sosyal devlet ilkesi gereği, ücretli kesimin ve emeğin ülke refahından hak ettiği payı alması bakımından asgari ücretin seviyesi çok önemli. Ancak asgari ücret seviyesi, ücretlinin minimum ücret düzeyini göstermenin çok ötesinde anlamlar ifade ediyor.

Mali Mevzuatta Yer Alan Birçok Parasal Sınır Asgari Ücret Seviyesine Göre Belirleniyor

Örneğin esnaf muaflığı… İş yeri açmadan, evlerde el emeğiyle ürettikleri malları satan kişiler esnaf muaflığı kapsamında gelir vergisi ödemiyor. Özellikle ev hanımlarının yararlandığı bu muafiyet için, yıl içinde gerçekleştirilen satış tutarının asgari ücretin yıllık brüt tutarından fazla olmaması gerekiyor.

Yine Çıraklık ve Meslekî Eğitim Kanununa tâbi çırakların asgari ücreti aşmayan ücretleri gelir vergisinden istisna.

Kadın çalışanlara yapılan ve gelir vergisinden istisna olan kreş yardımlarının sınırı da asgari ücret seviyesiyle çiziliyor. İstisnaya konu kreş yardımı, asgarî ücretin aylık brüt tutarının yarısıyla sınırlı.

Gelir vergisi beyannamesi üzerinde gelirlerden indirimi yapılan şahıs sigorta primlerinin üst sınırı da yine asgari ücretle çiziliyor. İndirime konu sigorta primlerinin tutarı asgari ücretin yıllık tutarını aşamıyor.

İşte, asgari ücretin artmasıyla vergi kanunlarında belirlenen istisna ve indirimlerin sınırları da artmış olacak. Bu durum devletin istisna ve indirimler daha fazla tutarda vergiden vazgeçmesi anlamını taşıyor.

Tabi, sadece vergi değil, sigorta mevzuatında da birçok parasal sınır asgari ücrete göre belirleniyor. Örneğin aylık toplamı asgari ücretin %30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, kazanca dahil edilmeyip, sigorta priminden istisna oluyor. Ayrıca SGK tarafından verilen idari para cezaları da yine asgari ücrete göre belirleniyor. 5510 sayılı Kanun’da kurumca verilecek idari para cezaları “asgari ücretin yarısı, asgari ücretin 5 katı, asgari ücretin 2 katı….” gibi parasal sınırlara tâbi.

Asgari Ücret Sadece Mavi Yakalıları Değil, Beyaz Yakalıları Da Yakından İlgilendiriyor

Asgari ücrete isabet eden ücret gelirlerinden gelir vergisi alınmıyor. Sadece asgari ücretlileri değil, ücret geliri elde eden herkesi ilgilendiren bu istisna düzenlemesi 2021 sonu itibariyle kanunlaşarak yürürlüğe girdi. Düzenlemeye göre; asgari ücretin aylık brüt tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra, kalan tutara isabet eden ücretler vergiden istisna edildi. Bu durum işverenin üzerindeki vergi yükünün azalmasına, çalışanın eline daha fazla net maaş geçmesine imkân sağlıyor.

Ülkemizde mavi yakalı olarak bilinen, yüksek öğrenimi bulunmayan ve nitelikli olmayan işlerde çalışan milyonlarca asgari ücretli var. Yapılacak asgari ücret zammının zaten bu kimselere doğrudan olumlu bir katkısı olacak. Ancak zam miktarı, daha nitelikli işlerde çalışan ve beyaz yakalı olarak tabir edilen çalışanları oldukça yakından ilgilendiriyor. Zira onların da asgari ücrete isabet eden ücretleri vergiden istisna. Yapılacak zamla birlikte ücretlerinin daha büyük bir kısmı vergiden istisna edilmiş olacak.

İşverenin Maliyeti de Artıyor

Asgari ücret zammının ilk etapta çalışanlar adına olumlu etkiler meydana getireceğinde şüphe yok. Ancak asgari ücretin artması, genel ücret düzeyini de artırmış olacak. Bugün asgari ücret düzeyiyle ilgili çok farklı rakamlar ifade ediliyor, asgari ücretin 8 bin ve hatta 9 bin olacağına ilişkin senaryolar var. Oysa bir şirketin hukuk veya muhasebe departmanındaki beyaz yakalı çalışan, daha düne kadar 8 bin lira maaş alıyordu. Şimdi şirketin temizlik personeline 8 bin lira maaş veren iş sahipleri, beyaz yakalı personeline bunun çok ötesinde bir maaş verme durumuyla karşı karşıya. Yargı kararlarıyla da sabit olduğu üzere nitelikli işe asgari ücret de verilemiyor.

Yüksek Asgari Ücret Kayıt Dışı İstihdama Sebep Olmasın

Asgari ücret kararları, emeği korumaya yönelik olarak alınıyor. Ancak yüksek ücret düzeyinin, işverenleri kayıt dışı işçi çalıştırmaya sevk edebileceğini de unutmayalım. Ülkemiz son yıllarda giderek artan bir göçmen nüfusu barındırmakta. Herkesçe malum olduğu üzere, göçmenler çok düşük ücretlere çalışmaya razı olabiliyorlar. Asgari ücretin yüksek belirlenmesi ve denetimlerin iyi yapılmaması, kayıt dışı istihdamın artmasına neden olabilir, işverenler kayıt dışı olarak ve düşük ücretle çalışmaya razı olan göçmen işçilere yönelebilirler. Bu durum yerli işçilerin iş bulmasını zorlaştırdığı gibi, prim kaybı nedeniyle sosyal güvenlik sistemini bozucu etkilere de sebep olabilir.

En Kritik Mesele Enflasyon

Görüldüğü üzere asgari ücret; mali mevzuattaki parasal sınırlardan enflasyona ve emek piyasasına kadar birçok alanı, birçok konuyu ilgilendiriyor. Öte yandan, hemen hemen herkes asgari ücretle ilgili alınacak kararın yaklaşan seçimleri etkileyen önemli bir faktör olduğunda hemfikir. Zira çalışan nüfusun büyük bir kısmını ücretliler oluşturuyor. Aileleriyle birlikte düşündüğümüzde alınacak karar milyonlarca vatandaşın ekonomik durumunu etkileyecek.

Ücretlilerin refahtan daha çok pay alması, vatandaşlara enflasyonun üzerinde bir refah payı sağlanması çok önemli. Ancak genel ücret düzeyinin artmasının, işverenlerin maliyetlerini, dolayısıyla genel maliyetleri ve fiyat düzeyini artırması söz konusu olacaktır. Önümüzdeki aylarda enflasyon oranlarında dikkate değer düşüşler bekleniyor. Ancak genel ücret düzeyinin yükselmesiyle, işverenlerin bu maliyetleri ürettikleri ürünlerin fiyatlarına yansıtmaları da kaçınılmaz. Enflasyonun kontrolden çıkmasıyla ücret zamları da birkaç ay içinde anlamsız hale gelebilir.

Bu nedenle en önemli meselemizin enflasyon olduğunu unutmadan, itidalli bir şekilde hareket etmek gerekiyor. Enflasyonu tetikleyecek bir asgari ücret artışı, vatandaşın gelirinin enflasyon karşısında erimesini beraberinde getirecektir. Asgari ücret kararının bu nedenle daha oldukça dikkatli alınması gerekiyor.


İsmail Vefa AK

Ortak, Yeminli Mali Müşavir

Diğer Makaleler