1-      GENEL OLARAK TRANSİT TİCARET

 

-Transit ticaret, yurt dışında veya serbest bölgede yerleşik bir firmadan ya da gümrük antreposundan satın alınan malın, ülkemiz üzerinden transit olarak veya doğrudan doğruya yurt dışında veya serbest bölgede yerleşik bir firmaya ya da antrepoda satılmasıdır. 

-Transit ticaret, diğer bir ifadeyle, milli olmayan malın satın alınması ve bu malın millileştirilmeksizin satılması işlemidir. Söz konusu işlem sırasında malların Türkiye’den geçip geçmemesi işlemin vasfını değiştirmez. 

-Transit ticaret kapsamındaki işlem ve ödemeler Gümrük Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı ve T.C. Merkez Bankası tarafından yayımlanan Tebliğlerle düzenlenmektedir. 

-12.07.2008 tarih ve 26934 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İhracat Yönetmeliği'nde değişiklik yapılmış ve transit ticarete İlişkin Tebliğ yürürlükten kaldırılmıştır. Tebliğin yürürlükten kaldırılması ile bu Tebliğ gereğince doldurulması gereken “transit ticaret formu” uygulaması kaldırılmıştır. 

-Transit ticaret, böylece herhangi bir mercie bildirimde bulunmaksızın yapılabilecektir. Ancak transit ticarete konu malın varsa Türkiye gümrük bölgesi içindeki mevcudiyetinin ve hareketinin transit rejimine tabi olduğu bilinmelidir. (Gümrük Yönetmeliği’nin 232-270 inci maddeleri) 

 

2-      TRANSİT TİCARETİN KDV KARŞISINDAKİ DURUMU 

-KDVK’nun 1. maddesine göre, Türkiye’de gerçekleştirilen mal teslimleri KDV’nin konusuna girer.  Başka bir ifadeyle, bir mal tesliminin KDV’sine tabi olabilmesi için malın teslim anında Türkiye gümrük bölgesi içinde olması gerekir. 

-Transit ticarete konu mal genelde Türkiye haricindeki bir ülkeden temin edilmekte ve yine Türkiye haricindeki bir ülkeye teslim edilmektedir. Dolayısıyla, transit ticaret kapsamındaki mal, teslim anında Türkiye gümrük bölgesinin dışında ise, bu ticarete konu mallar sevkiyat sırasında transit olarak Türkiye gümrük sahasına girip çıksa dahi, KDV’nin konusuna girmeyecektir. 

-Transit ticarete konu edilen malların teslim anında Türkiye’de bulunmaması halinde gerek alım işleminin gerekse teslimatın KDV beyannamesine herhangi bir şekilde dahil edilmesine gerek yoktur. 

Örnek; bir mükellefin İran’dan aldığı 40 ton fıstığı Fransa’daki bir firmaya satması halinde, sevkiyatın Türkiye üzerinden yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın bu alım satım KDV beyannamesinde hiçbir şekilde gösterilmeyecektir. 

-Transit ticarete konu gayri milli malın alım veya satım esnasında, hatta hem alım hem satım esnasında fiziken Türkiye gümrük bölgesi içinde (serbest bölge veya gümrük antreposunda) bulunması mümkündür. Mal gayri milli olsa bile, teslim edildiği anda fiziken Türkiye gümrük bölgesinde bulunuyorsa prensip olarak bu teslim KDV’ye tabidir. Ancak Türkiye’deki gayri milli malların tesliminde KDV alınmasını engellemek maksadıyla istisna hükümler getirilmiştir. 

-Eğer mal teslim anında serbest bölgede bulunuyorsa bu teslim KDVK’nun 17/4-o maddesi uyarınca KDV’den müstesnadır. İstisna olan bu teslim, münhasıran serbest bölgede faaliyet gösteren, dolayısıyla tüm işlemleri KDV’den istisna edilmiş olan (bu istisna KDV indirim hakkı vermeyen istisna olduğundan KDV indirim hakkı da bulunmayan) bir firma tarafından yapılmışsa bu firmanın KDV mükellefiyeti olmayacak, firma KDV beyannamesi vermediği için söz konusu teslim herhangi bir KDV beyannamesinde görünmeyecektir. Serbest bölgede mal teslim eden firma münhasıran serbest bölgede işlem yapmakta değilse (Türkiye’de de faaliyetleri varsa) bahsi geçen teslim, bu firmanın vereceği KDV beyannamesinde ilgili madde olarak 17/4-o belirtilmek ve 212 no.lu kod kullanılmak suretiyle istisnalar arasında gösterilecektir. 

-Eğer gayri milli mal teslim anında Türkiye gümrük bölgesinde bulunmakla beraber serbest bölgede değilse, yine KDV’den müstesna olup, bu durumda istisnanın dayanağı KDV Kanunu’nun 16/1-c maddesidir. Söz konusu teslimat bir KDV mükellefi tarafından yapılmışsa bu teslim, KDV beyannamesinde istisna işlemler arasında ve 250 no.lu kod kullanılmak suretiyle gösterilir. 

-Transit ticaret kapsamındaki teslimler, gerek yurt dışında olduğu için KDV kapsamına girmemek, gerekse teslim yurt içinde olmakla beraber malın gayri milli olması nedeniyle KDV’den istisna edilmek suretiyle KDV hesaplamasına konu olmamaktadır. 

-Transit ticarete konu malın temini nedeniyle KDV’si yüklenilmesi ihtimal dışı olmakla beraber bu ticaretin yapılması ile ilgili bazı KDV yüklenimlerinin ortaya çıkması mümkündür. KDVK’nun 30. maddesi (a) fıkrası uyarınca bu KDV yüklenimlerinin indirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, bu KDV yüklenimleri maliyet veya gider olarak dikkate alınacaktır. 

-Örnek; Türkiye’deki bir serbest bölgeden satın alınan malın yine Türkiye’de başka bir serbest bölgedeki alıcıya satılması da transit ticaret tanımına giren bir işlemdir. Bu alım- satıma konu malın bir serbest bölgeden diğerine taşınması yurt içi taşıma olduğundan KDV’ye tabidir. Alım satımı yapan yüklendiği bu nakliye KDV’sini indiremez, gider kaydedebilir.

 

3-      TRANSİT TİCARETİN GV/KV KARŞISINDAKİ DURUMU 

-Tam mükellefiyete tabi gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri her türlü kazanç ve iratları, Türkiye’de vergilendirilmektedir. Dolayısıyla, tam mükelleflerin transit ticaret dolayısıyla elde ettikleri karın tamamı Türkiye’de vergiye tabi bulunmaktadır. 

-Dar mükellef kişi ve kurumların sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlar Türkiye’de vergilendirilmektedir. Buna göre dar mükellef kişi ve kurumlar, transit ticaret işlemini Türkiye’de bulunan daimi temsilci yahut işyerleri vasıtasıyla gerçekleştirirlerse bu işlem dolayısıyla elde ettikleri kazanç Türkiye’de vergiye tabi olacak, aksi takdirde işlemin gerçekleştirildiği ülke mevzuatına göre vergilendirilecektir. 

-Gerek tam gerekse dar mükelleflerin transit ticaret işlemlerinin zararla sonuçlanması halinde, bu zarar, matrah azaltıcı etki yapacaktır.

 

4-      TRANSİT TİCARETTE GÖTÜRÜ GİDER UYGULAMASI 

-GVK’nun 40/1. maddesine göre; “İhracat, yurt dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hâsılatın binde beşini aşmamak şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları giderleri de indirebilirler”. 

-Ancak transit ticaret, madde metninde belirtilen faaliyetler arasında bulunmadığından, dolayısıyla ihracat olarak da kabul edilmediğinden, transit ticaret yapanların götürü gider uygulamasından faydalanması mümkün değildir.

 

5-      TRANSİT TİCARETTE (Ba) – (Bs) FORMLARI

 

-Maliye Bakanlığı, VUK’nun 148, 149 ve mük. 257. maddelerindeki yetkiye istinaden getirdiği düzenlemeler (VUK’nun 350, 362, 381 ve 396 No.lu GT) ile, bilanço esasına göre defter tutan mükellefleri, belli hadleri aşan mal ve hizmet alım-satımlarını (Ba) ve (Bs) formları ile bildirmekle yükümlü tutmaktadır. 

-Buna göre, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin, yurt dışından gerçekleştirdikleri alımlarını (ithalatlarını) ve yurt dışına yapmış oldukları teslimlerini (ihracatlarını) da söz konusu formlara intikal ettirmeleri gerekmektedir. (396 No.lu VUK Genel Tebliği’nin 3.2.2. bölümü). 

-Ancak transit ticaret, ilgili mevzuat hükümleri uyarınca, ihracat veya ithalat işlemi olmadığından, ülke içi mal sirkülasyonuna da dahil olmadığı için, transit ticarete konu edilen malların teminin (Ba), tesliminin ise (Bs) formlarına intikal ettirilmesine gerek yoktur. 

-Ayrıca Maliye İdaresi de bu hususla ilgili vermiş olduğu farklı muktezalarda, transit ticarete konu malların temin ve teslimlerinin (Ba)-(Bs) formlarına intikal ettirilmesine gerek bulunmadığını beyan etmiştir. 

-Diğer taraftan, transit ticarete ilişkin her türlü alım-satım faturalarının ve diğer vesikaların, VUK’nun muhafaza ve ibraz ödevlerine ilişkin hükümleri çerçevesinde muhafaza ve yetkili makamlarca istenilmesi durumunda ibraz edilmesi zorunludur.

 

6-      TRANSİT TİCARETTE ÖDEME VE TAHSİLAT 

-Transit ticaret kapsamındaki ödeme ve tahsilatlara ilişkin belirlemeler, T.C. Merkez Bankası’nın ilgili genelge ve talimatlarında yer almaktadır. 

-VUK’nun Mük. 257’nci maddesinde verilen yetkiye istinaden Maliye Bakanlığı’nca yayımlanan 320, 323, 324 ve 332 Seri No.lu VUK GT ile, belli bir haddi aşan tutardaki ödeme ve tahsilatların banka/finans kurumu yahut posta idareleri aracılığıyla yapılması zorunluluğu getirilmiş olup, halihazırda bu had 8.000 TL olarak uygulanmaktadır. 

-Anılan Tebliğlerde, transit ticaret kapsamında gerçekleştirilen mal alım satımlarına ilişkin olarak herhangi bir özel düzenleme yer almadığından, bu kapsamdaki işlemlere ilişkin olarak yapılacak olan ve 8.000 TL’yi aşan ödeme ve tahsilatların da banka/finans kurumu yahut posta idareleri aracılığıyla gerçekleştirilmesi zorunludur. 

-Aksi takdirde, VUK’nun mük. 355. maddesi uyarınca işleme konu tutarın % 5’i oranında özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir. 

 

Hakkı KOÇAK

Yeminli Mali Müşavir – Bağımsız Denetçi